Doğal Sınırlar
Birini sevmekten, değer vermekten korkmaya başladım çünkü birine ne kadar değer verirsem kendimi o kadar feda ediyorum. Ve o kişiyi kaybetmeye karşı inanılmaz bir korku hissediyorum. Terkedilme korkusu. Hatta bazen sınırlarımi o kadar koruyamiyorum ki o insanla arama doğal yollardan bazı sınırlar girsin istiyorum. Ve ben buna karar verme bu karmaşık duygularla uğraşma işinden siyrilayim. Kimse gerçek beni görsün istemiyorum. Gerçek hislerimi. Zaten çoğu zaman gerçek bir şey yasiyormusum gibi hissetmiyorum. Bu saçma şeylerin içine girince neyin gerçek neyin yalan olduğunu anlayamiyorsunuz.
Lâyihanın en umumi meselesi dil meselesidir. Araplar diyorlar: Biz Türkçe bilmiyoruz. Şimdiye kadar Türk hükûmeti bize kendi dilini öğretmedi, öğretemedi, şimdi den sonra da öğretemez, hem Türkçe öğrenmeyi kendimize gerekli de görmüyoruz. Türkçede bize fayda getirecek asâr yok. Türkçe, Arapçadan daha mükemmel, daha medenî bir dil değil; Türkçe
Reklam
Bilmiyorlardı. Anladığım kadarıyla herkesin cevabını merak ettiği soru buydu ve sırf bunu öğrenmek için epeyce para ödeyip oraya gelmişlerdi. Daha ilk cümlesinde dinleyicilerin nefesini kesmeyi başarmıştı. Sonsuz Anlam Evi'nin var olma amacı buydu: Hayatın kadim sırlarını paylaşmak. "Parayı sevmeniz gerekir. Öyle lafla sevmekten söz etmiyorum. Gerçekten sevmeniz gerekir. Duygusal olarak sevmeniz de yetmez. Kalbinizdeki para sevgisini aşka dönüştürmek zorundasınız. Bu söylediğim ilk anda size kaba geliyor olabilir. Parayı sevmek ayıp, kusur, günah değil, ayıp olan parayı elde ettikten sonra kaba, görgüsüz, umursamaz olmak. Bizim meselemiz paraya sahip olmak ve hayatımız için en güzel şekilde kullanmak. Onun için parayı sevmekten utanmayın. Para sevene gelir, sadece duygu olarak değil. fiziksel olarak da sevin. Ne yapın biliyor musunuz? Size çok önemli bir şey söyleyeceğim. Eve gidince bu akşam bir şey yapmanızı istiyorum. Çekmecenizde, cebinizde, cüzdanınızda ne kadar para varsa, sahip olduğunuz ne kadar değerli mücevher, altın, şu bu ne varsa yatağınızın üzeri ne serin. Sonra üstünüzde başınızda olanları soyunun ve çırılçıplak yatağa uzanın. Paraların, takıların üzerine. Teninize değdiklerini hissedin, okşayın, sevin, uzun uzun dokunun. Paralarınızla sevişin, onu sevdiğinizi hissedin ve hissettirin. Fiziksel olarak bedeninizin her noktasıyla temas ettirin. Aranızda görünmez bir bağ kurulacak. Göreceksiniz ki para da sizi sevmeye başlamış ve hayatınız boyunca sizinle olmuş. Bunu deneyimleyen insanlar, başlarda belki tam inanmasalar da gerçeği görünce mutlu oldular Bana inanın."
Millî Birlik Şartı - Galip Erdem Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz.
"gençliğin en büyük işareti hayaller kurabilme kabiliyeti,hayal kurabildiğin,bir hayali taşıyabilecek güce sahip olduğun sürece ihtiyarlıktan korkma...Ama ihtiyarlık...İhtiyarlık,hayal kuracak güce sahip olmamak demek,biten,tükenen,uzaklaşan her hayalle ölüme yaklaşıyorsun,hayaller bitince ölüyorsun,hayaller bitmesine rağmen eğer bünyen hala nefes alıyorsa ihtiyar diyorlar,o nefes de bitince gömüyorlar."
Sayfa 162
Kaç yıl sevilir bi insan? Kaç yıldan sonra unutulur? Gidince mi, ölünce mi...Yoksa yeni biri hayatına girince mi? Kaç yıl sürer bir sevda? Kaç ayrılıktan sonra vazgeçer insan sevmekten? Kaç ihanet soğutur yüreğini? Kaç ağlamadan sonra diner öfkesi? Söyle bana kaç kere sever bir insan? Kaç terk edilişten sonra korkar başlangıçlardan? Kaç bahara aldanır? Kaç geceye sığınır ve kaç şarkıya...Kaç kapıdan geçer insan ömrü boyunca? Ardında dert, önünde umut,içinde güzellik olan. İnsan kaç defa yorulur? Ve insan kaç defa ölür??
Reklam
320 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.