Bir uçak yolculuğuna dair eski bir not
El mürasele nısf'ul müvasele. Yazmak, yazışmak visalin yarısı. Kelimeyle! Kelimenin kifayeti ve insanın vekaleti. İnsan kelimelerin kifayetine devrediyor hasretin vekaletini. Kanatların altından şehirler ve insanlar, kanatların üstünden pıhtılaşan zaman akıyor. Seyahat insana ve zamana dair eşsiz bir tecrübe. Meşakkat ve adım, tefekkür ve dua. Yolun ve zamanın beraber aktığı bir varoluş, farkediş çabası. İçimizdeki ölünün, ölüme isyanı. Ey dağların denize uzanan büzüşmüş damarları! Ey gökyüzünün tercümesiz maviliği! Ey denizin dalgalarında boğulan pıhtılaşmış nazar! Ey renklerin simyacısı güneş! Seyahat bir hikaye. İki ucu kavuşturmak için. Kavuşmak fiilini visal olarak açıklıyor lügatler. Kavuşmakta bir araya gelmek manası var, ama sanki visalde birleşmek daha baskın gibi. Ama bir'leşmek! İbrahimin çağrısına uçan kuşların kanatları! Kanatların altından günahları taşıyan grostonluk gemiler geçiyor. Hangi deniz bir katre göz yaşından daha tuzlu olabilir? Hangi gemi, gözyaşındaki med-cezire karşı durabilir? Vuslat, lügatte bilindik bir kelime. Karşılığı tebessüme mi, yoksa göz yaşına mı tekabül ediyor? Hikâyenin vuslata denk gelen kelimesi hangi hissin perdesine bürünmüş? Visalin durakladığı yer kelime! Kelime güçlü ama âciz! O yüzden yarısına takat getirebiliyor visalin. Visalin yarısına kelimeyle ulaşan, kemaline göz yaşıyla ulaşabiliyor. "Handân ol gönül ki visâl ihtimâli var Firkat kemâle erdi kemâlin zevâli var" Hangi seyahatname bukadar veciz olabilir? Elbette bir kelime eksikle! Firkat ve visal lügatlerinin müşterek kelimesi: göz yaşı!
Ruth, “ Tek başına seyahat eden daha çok yol alır.” diye alıntı yaptı. Ama ben yine de seninle daha hızlı yol alırdım demek istedi Martin... - Martin Eden, Jack London
Reklam
Yavaş yavaş ölürler, Seyahat etmeyenler. Yavaş yavaş ölürler okumayanlar, Müzik dinlemeyenler, Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar...
Pablo Neruda
Pablo Neruda
ekonomik sıkıntılar
Evet değerli 1000 kitap üyeleri kitap severler . Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların yaşandığını hepimiz biliyoruz. Buna binaen bazı insanlara mikrofon uzatıldığında söz hakkı verildiğinde bu insanların ekonomik sıkıntıların tüm dünyada hissedildiği ve bu sorunun evrensel boyutta olduğunu söylüyor olması ve bunu bir ağız birliği şeklinde örgütlü bir şekilde ifade ediyor olması ve bunları söyleyen insanların büyük bir çoğunluğunun da ne yazık ki yurt dışına çıkmadığı farklı bir ülkeye seyahat etmediğini düşünecek olursak nedir bu insanların papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp yapılan hataların telafisini yapma gereksinimleri.
Ruth, “ Tek başına seyahat eden daha çok yol alır.” diye alıntı yaptı. Ama ben yine de seninle daha hızlı yol alırdım demek istedi Martin... Jack London | Martin Eden
*Sigara içmekte özgürsün fakat toplu alanda içipte insanları zehirlemeye hakkın yok *Müzik dinlemeye özgürsün fakat yüksek sesle müzik dinleyipte insanları rahatsız etmeye hakkın yok *Seyahat etmeye özgürsün fakat yüksek sesle konuşup insanları rahatsız etmeye hakkın yok *Şapka takmaya özgürsün fakat bunu topluma dayatmaya hakkın yok *Saintist dünya görüşüne göre aşamaya özgürsün fakat bunu inançli insanlara dayatmaya hakkın yok. *İstediğin gibi giyinmekte özgürsün fakat İnancınin öngördüğü gibi giyinen insanın kılık kıyafetine karışmaya hakkın yok. Senin özgürlüğün başkasının yaşam alanını kısıtlandığı an bu durum özgürlük olmaktan çıkar. insan ilişkilerinde gasp'a devlet yönetiminde faşizme girer.
Derunkitap
Derunkitap
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.