622 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Ah, Oblomov üzümlü kekim!
İlya İlyiç Oblomov, 19.yüzyılda Rusya'nın taşrasında Oblomovka çiftliğinde doğuyor.
Oblomov
Oblomov
'u anlamak için iki şeye değinmek istiyorum : ailesi ve yaşadığı dönem. Oblomov ailesine aristokrat diyebiliriz. Çiftlikleri var, emri altında çalışan işçiler, köylüler var hatta bulundukları/ sahip oldukları bölgeye Oblomovka
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,8bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Evliya Çelebi - Gönlünü Dinle Ama Her İstediğini Verme
Evliya Çelebi - Gönlünü Dinle Ama Her İstediğini Verme
Evliya Çelebi
Evliya Çelebi
‘nin biyografi kitabı, onun eserleri, hayatı, onunla ilgili birçok şeyi anlatan bir eserdi. Beğendiğim söylemek isterim. Çok biyografi seven biri değilim ama ağır olmasın diye okuduğum bir tür. Evliya Çelebi, çok iyi bir öğrenim gördü. Önce mahalle mektebine gitti. Daha sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi'ne girdi. Burada yedi yıl okuduktan sonra saraya özgü bir okul olan Enderun'a devam etti. Enderûn'da sarf (dil bilgisi), nahiv (gramer), kâfiye, hüsn-ü hat dersleri gördüğü gibi Enderûn musikişinaslarından Musâhip Derviş Ömer Ağa'dan da musikî öğrendi. Zamanına göre iyi derecede tahsil gören Evliya Çelebi, nazımla meşgul olmuş ve musikiyle uğraşmıştır. Birçok harbe katılmış, hatırı sayılır tehlikeler atlatmıştır. Mizaçgir[18] ve hayırsever olması, kendisini birçok tehlikeden kurtarmıştır. Hayatının son demlerinde bile içinde seyahat aşkı bulunduran Evliya Çelebi, her fırsatta istifade ederek gezmekten bıkmamış ve usanmamıştır. Vezirler arasındaki husumet ve rekabetten hâsıl olan kırgınlıkları güzel bir şekilde idare ederek aralarını uzlaştırarak düzeltmeye çalışmıştır. Kendisi hiç evlenmemiş, elde ettiği tüm hediyeleri, para ve ganimet mallarını kız kardeşlerine sarf etmiştir.
Evliya Çelebi - Gönlünü Dinle Ama Her İstediğini Verme
Evliya Çelebi - Gönlünü Dinle Ama Her İstediğini VermePetunya · Destek Yayınları · 2021458 okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir keşif yolculuğuna davet ediyorum sizi Öyle bir yolculuk ki okuruna Portekiz kültürüne, edebiyatına, tarihine ve coğrafyasına dair pek çok şey katacak… Eser ilk olarak tefrika halinde yayımlanmış, kitap haline dönüşmesi için ise 1846 yılına ulaşması gerekmiş. Kitap iki farklı bakış açısıyla dillendirilmiş. İlki, Eylül Devrimi liderinin davetiyle yapmış olduğu Santarém gezisine dair gözlemleri içeriyor. Almeida Garrett, Portekiz tarihi, kültürü, edebiyatı ve toplum ahlâkı hakkındaki izlenimlerini kendi ağzından anlatıyor. İkincisi ise yazarın seyahat sırasında yol arkadaşından dinlediği liberallerle kralcıların çatışmaları sırasında yaşanmış bir aile dramını anlatıyor. Yazar metinde bir çok yazardan, şairden, filozoftan ve ressamdan bahsediyor. Bazılarını övgüyle yâd ederken bazılarını da sert bir dille eleştiriyor. O kadar nevi şahsına münhasır bir üslubu var ki donanımının farkında olan özgüvenli bireyin “övmeyi de yermeyi de bildiği”noktadan hitap ediyor demekte beis görmüyorum. Biraz nobran biraz sarkastik bir yazım dili ile ve okuruyla sohbet edermişçesine kaleme aldığı anlatısını ben çok sevdim.
Memleketimde Seyahatler
Memleketimde Seyahatler
Memleketimde Seyahatler
Memleketimde SeyahatlerAlmeida Garrett · Sia Kitap · 202214 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
163 günde okudu
Stefan Zweig'in "Satranç" adlı kitabı, savaşın ardından dünyada insanların sinirlerine giderken, iç dünyasını ve insan doğasını anlatan etkileyici bir romandır. İlk kez 1942 yılında yayımlanan bu kısa eser, Zweig'in ustalıklı anlatımı ve derin karakter analizleriyle dolu bir edebi eserdir. "Satranç", dünya çapındaki
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020239,3bin okunma
410 syf.
8/10 puan verdi
Manifest Kasabası'nda Ay'ın diğer yüzü...
Çocuk sahibi olmak istemeyen annesi tarafından babasıyla birlikte kaderine terk edilen Abilene, on iki yaşına bastığı aylarda babası tarafından Manifest adlı kasabaya gönderildiğinde, buradaki günlerinin sayılı olduğunu düşünmekle ne kadar yanıldığını ilerleyen zaman içerisinde, bu küçük kasabanın sırlarını öğrenmeye başladıkça fak edecektir. Aradan geçen süre zarfında öğrendiği her hikâyede babasına dair izler aramasına rağmen hep başkalarının hayat hikâyeleri karşısına çıkmakta ve bu hikâyeler onu farkında olmadan git gide bu kasabanın bir parçası haline dönüştürmektedir. Oysa istediği buraya ait olmak değil, eskiden olduğu gibi babası ile birlikte tren raylarında seyahat etmektir. Tüm direnmesine karşın, kasabanın gizemli anıları ısrarla onu içine çekmekte, babasının bir gün kasabaya dönerek onu gerçekten yanına almış bir şekilde kasabayı birlikte terk edecekleri umudu gittikçe zayıflamaktadır. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı kasabanın Abilene'e ve küçük kızın da bu kasabaya neden ihtiyacı olduğu romanın son sayfalarına kadar oldukça güzel bir şekilde gizlenmiş. Özellikle son sayfalarda ortaya çıkan büyük bir sır, kitabın ana temasından daha çok ilgimi çekti ve beni şaşırttı. 1917 / 18 ve 1936 yıllarında geçen olaylar, küçük Amerikan kasabalarında geçen hikâyeleri seven okurlara keyifli zaman geçirmeyi vaad ediyor. Kitabın 1917 yılında geçen kısımlarındaki genç kahraman Jinx ve arkadaşı Ned'in hikâyesi hem yürek burkuyor hem içinizi ısıtıyor. Bir kısmı yaşanmış olaylardan esinlenerek oluşturulan kitabı sıkılmadan okuyacağınızı düşünüyorum arkadaşlar.
Babamı Beklerken
Babamı BeklerkenClare Vanderpool · Parodi Yayınları · 2014679 okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
Son Kuşlar
‘’Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.,, ‘52 yılında yayınlanan Son Kuşlar tam on dokuz hikayeden oluşuyor. Dilinde açık ve anlaşılır bir tarz var, konusu ise daha sosyal ve güncel. Kitapta Burgaz Ada, bir Çerkes köyüne seyahat ediyor, keyifli insanlarla tanışıyorsunuz. Kitaba ismini veren Son Kuşlar isimli hikâye de tabiatın yok edildiğinin mesajını bariz alıyorsunuz Gerçeküstücülüğü ‘’Sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurgulayan sanat akımıdır.,, açıklamasıyla artık bir çoğumuz tanıyoruz. İşte bu eserde Kırlangıç Yuvasındaki Kadın hikayesi gerçeküstücülüğün en iyisi diyebilirim. Radyoaktiviteli, Röportajlı, Hikaye adında bir röportaj tarzı var Abasıyanık’ın, yine bunda da doğaya olan hassasiyeti görebilirsiniz. Kitabı kahve , çerez tadında okudum. İkinci kez okur muyum ? Belki ama gerçekten çok beğendim. Kitaplığınızda olmasını şiddetle ama şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifle Okumalar !
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,7bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.