"Tanrı'nın cezalandırıcı olacağına inanmıyorum" diyordu babam. "Tanrı şefkat ve merhamet doludur. Onda şiddet yoktur." Sarı gözlerini babamın üzerine dikerek bir süre öylece durdu Nesim. "Yanılıyorsun" demişti sonra başını usulca sallayarak, "Tanrı merhametten de, şefkatten de daha büyüktür. tabii şiddet ve cezadan da. Onda hepsi vardır, onda hepsi birdir. bir olmak demek, çok olanı bir görünümde toplamak demektir, ama farklılıklarını silmeden, aynılaştırmadan, birbirine benzetmeden. Çünkü her varoluşun bir anlamı, bir gereği vardır. Çoğu zaman mesele Tanrı'nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı, alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi."
Bir yanım bahar rüzgârı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır. Bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım bildiklerime.