Karaburun'dan "Stylarion" diye söz etmişti. Stylarion Rumca koca direk, destek sağlayıcı büyük direk anlamındaydı. Belki Akdağ'ın başka bir adı olabilirdi. Doukas Historia adlı kitabında uzun uzun Karaburun'u ve Börklüce Mustafa'yı anlatıyordu:
Sayfa 187 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
Son tahlilde, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal'in isyanları dahil olmak üzere, Şeyh Bedreddîn hareketinin geniş ölçüde Yahudi mesiyanizmi, Hıristiyan millenarizmi ve Müslüman mehdiciliği temelinde birleşen, Batı Anadolu (Ege Bölgesi) ve Balkanlar'da iç içe geçmiş üç dinin heterodoks kesimlerine mensup bir sosyal tabana dayandığı ileri sürülebilebilir. Bunların dışında kalan isyancıların ise, saltanat mücadeleleri yüzünden fetihlerin durmasıyla ganimetlerden yoksun kalan uc gazileri, timarları ellerinden alınan sipahiler, Osmanlı fetihleri sebebiyle toprakları ellerinden giden Hıristiyan feodallerdir.
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Baba İlyas ile muhtedi bir aileden gelme Baba İshak arasındaki ilişki tıpkı, Şeyh Bedreddin ile halifeleri Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal arasındaki ilişkiye benzemektedir. Bilindiği gibi, Torlak Kemal bir Yahudi muhtedisi olup,şeyhi Bedreddin adına hareket etmekteydi ve 1416'da Manisa taraflarında bir ayaklanma çıkarmıştı. Dede Sultan denilen Börklüce Mustafa'nın ise Baba İshak benzeri Müslümanlık,Musevîlik ve Hıristiyanlık karışımı bir doktrin propaganda ettiğini biliyoruz.
Sayfa 148Kitabı okudu
Şeyh Bedreddin İsyanı
Musa Çelebi, Edirne'de idareyi ele geçirdiğinde dönemin önemli alimlerinden Şeyh Bedreddin'i kadıasker olarak tayin etmişti. Çelebi Mehmed kardeşini mağlup edince, Şeyh Bed­reddin'i görevinden aldı ve ona maaş bağlayarak İznik'e sürdü. Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa'yı Aydın ve civarına gön­derdi. Börklüce Mustafa, bölgede geniş bir taraftar kitlesi top­layınca devlet için tehlike oluşturdu. Şeyh Bedreddin de Ru­meli'ye geçti. Osmanlı kuvvetleri harekete geçerek Karaburun'da bulu­ nan Börklüce Mustafa ve Manisa civarında bulunan Torlak Ke­mal'i mağlup ettiler. Bayezid Paşa komutasındaki Osmanlı bir­likleri de Rumeli'de Şeyh Bedreddin'in çevresindeki adamları dağıtıp şeyhi ele geçirdiler. Sultan ulemadan bir meclis top­layarak Şeyh Bedreddin hakkında karar vermelerini istedi. Ulema, Şeyh Bedreddin'in öldürülmesine karar verdi ve Bed­reddin Simavi 18 Aralık 1416'da Serez'de asıldı.
Çelebi Mehmet Dönemi (1413-1421 ) :
Kardeşleriyle yaptığı uzun bir mücadeleden sonra hükümdar olan Çelebi Mehmet bir süre içişlerini düzeltmek için komşu ülkelerle iyi geçindi. Anadolu'da kaydedilen toprakları geri almak ve yeniden bozulan Anadolu Birliğini kurmak için beylikler üzerine yürüyen Çelebi Mehmet, Saruhan ve Menteşe Beyliklerini yeniden Osmanlı Devletine bağladı. Bursa'ya kadar ilerlemiş olan Karamanoğlu üzerine gidip, Akşehir, Sivrihisar, Beyşehir ve Seydişehir'i geri aldı. Yeniden kurulan Candaroğulları Beyliğini ortadan kaldırdı. Ancak bu sırada iki önemli isyan görüldü. Şeyh Bedreddin İsyanı: Şeyh Bedreddin, Mısır'da, öğrenim görmüş bir bilgindi. Fetret Devrinde Anadolu'daki dağınıklığı fırsat bilerek hükümdarlık hevesine düşmüş ve İslâm Dini'ne aykırı bazı görüşler ileri sürerek, etrafına müritler (bağlılar) toplamıştı. Bu amaçla 1419 yılında Deli Orman civarından isyanı başlattı. Müritlerinden börklüce Mustafa İzmir, Torlak Kemal de Manisa'da ayaklanmışlardı. Gönderilen kuvvetler bu isyanı bastırdılar. Mustafa Çelebi İsyanı: Yıldırım Bayezıt'ın oğullarından Mustafa'yı Timur Semerkant'a. götürmüştü. Timur'un ölümünden sonra geri dönen Mustafa Çelebi, saltanat iddiasında bulundu. Bizans'dan yardım istedi. Ancak başarılı olmayıp Bizans İmparatoru'na sığındı. Bizanslılar da para karşılığında Mustafa Çelebi'yi hapis ettiler. Çelebi Mehmet 1421 yılında öldü. Yerine oğlu II. Murat padişah oldu.
Börklüce Mustafa'nın dervişleri Karaburun'da Osmanlı yönetimine isyan bayrağı açmışlardı. Nâzım Hikmet'in destanında ve Mikhael Doukas'ın Historia kitabında yazdığı gibi, isyan edenler Aydın'ın Türk köylüleri, Sakızlı Rum gemiciler ve Yahudi esnafları, yani Tireli, Ödemişli, Birgili, Ortaklarlı, Aydınlı, Selçuklu (Ayasuluğ), Efesli, İzmirli, Karaburunlu, Sakız Adalı, Alaşehirli, Manisalı adamlardı. Teke Yarımadası'ndaki (Antalya) Türkmenlerden tutun da Manisa'ya kadar, Akdeniz'in, Ege'nin verimli topraklarında yaşayanlar isyan etmişti.
Sayfa 178 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
Reklam
Doukas'a göre bu ortamda Börklüce Mustafa'nın ve dervişlerinin ortaya attığı "malların ortaklaşa kullanılması" fikri halka cazip gelmişti. Tire ile Aydın arasındaki Ortaklar kasabasının adı belki de o günlerden kalmıştı.
Sayfa 190 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
Oruç (Uruç) bin Âdil’de şunları okuyoruz: “Simavna kadısı oğlu Şeyh Bedreddin kazasker olduğu zaman, yanında Börklüce Mustafa denen bir kethüdası vardı. Kendisine şeyh dediği sürece en ileri gelen müridi ve halifesi oydu. Bu Börklüce Mustafa Karaburun’da şeyh oldu ve ortalığı karıştırmaya başladı. Aydıneli’ni kendi yanına çekti. Kendisinin –Allah
Ahmet Hoca'nın Komünist Fikirlere Uzak Duruşu Analizini Zayıflatmış
Biz, Şeyh Bedreddin'in hiçbir siyasal otoritenin hakimiyetini tanımayan, herkesin başına buyruk yaşadığı "eşitlikçi, paylaşımcı" bir yeryüzü cenneti kurmayı planladığı, saltanat rejimine karşı olduğu ve onu yıkmayı planladığı için ayaklandığı tezinin de doğru olmadığı kanaatindeyiz. Nitekim aslında Marksist bir tarihçi olan Ernst Werner de böyle düşünmekte ve haklı olarak da, yalnızca Börklüce Mustafa'nın kafasında olan böyle bir ideolojinin Şeyh Bedreddin'de bulunmadığını söylemektedir. ... Şeyh Bedreddin isyanının tipik bir mehdici (mesiyanik) hareket mahiyetini taşıdığı rahatça söylenebilir. Gerçi isyanın bu niteliği konusunda kaynakların hepsinde tam ve kesin bir kayda rastlanmıyorsa da, bu türden, farklı dinlere ve etnik kesimlere mensup insanları bir araya getirebilen, ileri sürüldüğüne göre de eşitlikçi, iştirakçi yani paylaşımcı, "hakça" bir düzen, başka bir deyişle bir "dünya cenneti" vaat eden bir ideoloji kullanan bütün halk hareketlerinin genellikle mehdici (mesiyanik) karakterli olduğunu dünyadaki başka örneklerinden çok iyi biliyoruz.
Sayfa 198 - 1. baskı - Temmuz 1998 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları
SİMAVNE KADISI OĞLU ŞEYH BEDRETTİN DESTANI  
Dedim: «— Dostlar                     bırakın beni                     bırakın beni.                     Dostlar                     göreyim onu                     göreyim onu!                     Sanmayınız                     dayanamam.                     Sanmayınız                     yandığımı                     el âleme belli etmeden
Sayfa 249Kitabı okudu
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.