Öncelikle böylesi kıymetli bir eserin, hem ülkemizin genel okuyucu kitlesi babında hem de bu platformda hak ettiği rağbeti görmeyişi karşısında bir nebze üzüldüğümü belirtmeliyim.Günümüzde bu denli nitelikli eserler, çok sık çıkmıyor karşımıza ne yazık ki. Bu sebeple, sesimin ulaştığı tüm okurların, bu nadide eser ile en yakın zamanda yollarının
*Kitapla ilgili bilgi içerir.
Şeyh Bedreddin 1359 yılı ile 1418 yılları arasında yaşamış olup mutasavvıf, hukukçu, filozof, bilim adamı ve ihtilalci gibi çok yönlü bir kişiliğe sahip tarihimizde yer alan önemli isimlerinden biridir.
Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Edirne civarında olan Simavna’da doğmuştur. Şeyh Bedreddin İslam diniyle ilgili
Ben de halimce Bedreddinem..
Bedreddin Mahmud 'um.
Ulemayım, yüksek ulema.
Sadece Kahire ya da Semerkant değil, tüm dünyada okunur kitaplarım.
Kitaplarım mı..Nil'e attım onları.
Şeyhim ben..
Şeyh miyim?
"Dışarda
bir bayrak gibi dalgalanırken adı,
içerde O
ihtiyarladı.."
Benerci için yazılan bu satırları Nazım kendi için de yazmıştır. Dışarıda, hem ülkesinde hem dünyada ünü artarken o yıllarca demir parmaklıkların ardında bekledi. Beklerken umudun adı, devrimin savaşçısı, aşkın da temsilcisi oldu. Nazım Hikmet'in tüm eserlerini okuma
Yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak murted ayaklarının
ıslak ve karanlik toprağın üstünde koşması gibi.
Adam yayınları, Nazım Hikmet'in, korunmuş, sağlığında basılmamış ya da özensiz basılmış olan yapıtlarını, müsveddelerini, durumlara, türlere göre değerlendirmelere giderek, sanatçının özelliklerini, kendine özgü kullanımlarını gölgelemeden, yanlışlık, karışıklık, ve tutarsızlıkların giderilmesini sağlayarak toplu yapıtlar derlemesini sunmuştur.
Uzun yıllar süren bir çalışma sonucunda önce belgesel film, sonra da kitap haline getirilmiş bir çalışma bu kitap. Fetret devrinin önemli mutasavvıfi, sufisi, alımı ve devlet adamı şeyh Bedreddin'in izlerini Rumeli ve batı Anadolu'da arayan bir inceleme.
1359-1416 yılları arasında yaşamış, iyi bir eğitim almış, dedesi ve babası Osmanlı'nın
Osmanlı Engizisyonu kitabında bahsi pek devrimci bir karakter olarak geçtiğinden Bedrettin'i merak ettim ve bu kitabı dinledim.
Kitapta yorum katılmadan Şeyh Bedrettin'in ailesi, doğumu ve yaşamı, etkilendiği akım ve kişiler, yönetimle nasıl ters düştüğü vs. anlatılmaktadır. Yolu Bedrettin ile kesişen Torlak Kemal ve Börklüce Mustafa'ya da kısa da olsa değiniliyor.
Bedrettin aslında bir Osmanlı din alimidir. Fetva ve görüşlerine uzun zaman hürmet edilmiştir. Fakat sufilik, hristiyan mistisizmi gibi akımlardan etkilenip uzun yıllar boyunca inzivada kalıp düşünmüş ve hem vücudunu hem ruhunu terbiye etmiştir. Sonra fikirleri değilmiş, anadoluyu neredeyse baştan başa dolaşmış ve değişik bir müslümanlık anlayışı benimsemiştir. Aşırı varlıklılara ve adaletsizliğe karşı çıkmış, eşlerden başka her malın ortak kullanımda olması gerektiğini savunmuş, cennet ve cehennemi sorgulamış, yeniden dirilişe ve Kur'an'ın pek çok ayetine bilinenden oldukça farklı açıklamalar getirmiştir. Bu sebeple bazı padişahlarca desteklense de en sonunda desteklediği şehzade değil bir diğeri tahtı ele geçirince asılmıştır. Pek çok eserinden sanıyorum ki yalnızca Varidat ve Kuran tefsiri kalmış günümüze. Diğerleri itinayla toplatılıp yok edilmiş. Bunlar bir şekilde saklanıp kalmış.
Şeyh BedreddinKemal Derin · Destek Yayınları · 202049 okunma
Yazar Radi Fiş, Osmanlı ve Bizans vakayinamelerine, Bedreddin’ in torunu tarafından yazılan yazılara, günümüze ulaşan Bedreddin’ nin öğrencileriyle konuşmaları gibi notlar, bilimsel yazıları, çağdaş bilimin de yardımıyla yaşanan olaylarla ilgili zaman zaman kopukluklar ve boşluklar olmasına rağmen düşgücü yardımıyla doldurması gerektiğini
Okurken biraz ara verdim. Hızlı başladı, sonra biraz ağırlaştı. Ağırlaşma nedeni tasavvuf konusuna ayrıntılı şekilde eğilmiş olması yazarın. Bu konuya hakim olmamam da, okumamı yavaşlattı.
Daha sonra yine akıcı bir hal aldı kitap. Şeyh Bedreddin hakkında yazılmış çok roman yok. En azından benim bildiğim yok.
Kitaba oldukça geniş bir anlatımla başlanmış, ancak finali oldukça kısa tutulmuş. Bu hali ile gerek Torlak Kemal’in yakalanışı ve idamına hiç yer verilmemesi, aynı şekilde Dede Sultan’ın(Börklüce Mustafa)’ da yakalanışına yer verilmemesi, idamı konusununda çok az ayrıntıya yer verilmesi, Şeyh Bedrettin ve yoldaşlarının Kara Orman’da yazdıkları destana hiç yer verilmemesi, yargılama aşamasının kısa tutulması ve idamının birkaç paragrafla geçiştirilir gibi kitabın bitirilmesi bence eleştirilebilir.
Bunun dışında Şeyh Bedreddin denilince akla gelen birkaç kitaptan biriydi, okumaktan mutlu oldum. Güzel bir kitaptı.
Musa Çelebi, Edirne’de idareyi ele geçirdiğinde dönemin önemli âlimlerinden Şeyh Bedreddin’i kadıasker olarak tayin etmişti. Çelebi Mehmed kardeşini mağlup edince, Şeyh Bedreddin’i görevinden aldı ve ona maaş bağlayarak İznik’e sürdü. Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa’yı Aydın ve civarına gönderdi. Börklüce Mustafa, bölgede geniş bir taraftar kitlesi toplayınca devlet için tehlike oluşturdu. Durumun farkına varan Şeyh Bedreddin, İznik’ten kaçıp Kastamonu’ya gitti. İsfendiyaroğulları’ndan destek bulamayınca Dobruca’ya geçti.
Osmanlı kuvvetleri harekete geçerek Karaburun’da bulunan Börklüce Mustafa ve Manisa civarında bulunan Torlak Kemal’i mağlup ettiler. Bâyezid Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri de Rumeli’de Şeyh Bedreddin’in çevresindeki adamları dağıtıp şeyhi yakaladılar. Sultan ulemadan bir meclis kurarak Şeyh Bedreddin hakkında karar vermelerini istedi. Ulema, Şeyh Bedreddin’in öldü rülmesine karar verdi ve Bedreddin Simâvî 18 Aralık 1416’da Serez’de asıldı.
Musa Çelebi, Edirne’de idareyi ele geçirdiğinde dönemin önemli âlimlerinden Şeyh Bedreddin’i kadıasker olarak tayin etmişti. Çelebi Mehmed kardeşini mağlup edince, Şeyh Bedreddin’i görevinden aldı ve ona maaş bağlayarak İznik’e sürdü. Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa’yı Aydın ve civarına gönderdi. Börklüce Mustafa, bölgede geniş bir taraftar kitlesi toplayınca devlet için tehlike oluşturdu. Durumun farkına varan Şeyh Bedreddin, İznik’ten kaçıp Kastamonu’ya gitti. İsfendiyaroğulları’ndan destek bulamayınca Dobruca’ya geçti. Osmanlı kuvvetleri harekete geçerek Karaburun’da bulunan Börklüce Mustafa ve Manisa civarında bulunan Torlak Kemal’i mağlup ettiler. Bâyezid Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri de Rumeli’de Şeyh Bedreddin’in çevresindeki adamları dağıtıp şeyhi yakaladılar. Sultan ulemadan bir meclis kurarak Şeyh Bedreddin hakkında karar vermelerini istedi. Ulema, Şeyh Bedreddin’in öldürülmesine karar verdi ve Bedreddin Simâvî 18 Aralık 1416’da Serez’de asıldı.
Şeyh Bedreddin ve onunla bağlantılı Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanları zaman zaman 1240'taki Babai isyaniyla aynı mahiyette görülmüştür...
İdeolojilerindeki benzerliğe rağmen, daha detaylı bir analiz yapıldığında, birinin ideolojisi daha çok İslami cila altında İslam öncesi inançlarla karışık bir mehdicilik, diğerininki ise yine mehdici bir karaktere sahip bulunmakla beraber, İslam, Hristiyanlık ve Museviliğin birleşiminden doğan bir bağdaştırmacılık, telfik'tir.
Uzun soluklu bir okuma olmasına rağmen bitmesini istemediğim lezzette bir kitap oldu.Şeyh Bedreddin ile ilgili daha önce birkaç roman okumuşluğum var.Ancak bu kitap daha doyurucu ve şeyhin felsefi görüşlerini daha iyi yansıtan daha güzel bir çalışma olmuş diyebilirim.Kitabın ilk cildi Bedreddinin Timur ve İbni Haldun ile yaptığı sohbetler üzerinde yoğunlaşıyor.Egemenlerin sömürüsünü devam ettirebilmek adına sömürülen kesmin nasıl çabaladığı ve canından olduğu gerçeğinden hareketle köylü,yoksul kesmi örgütleme ve aydınlatma çalışmalarını başlatır.Torlak Kemal,Börklüce Mustafa örgütlemeyi ince bir dantel gibi dokur.Kitabın ikinci cildi ise Osmanlıyla yapılan savaşlar söz konusu.Direnişin kırılması ve dağılma gerçekleşse de Bederddinin görüşleri günümüze kadar güncelliğini yitirmeden ismi ile birlikte yaşamaya devam edecektir.
Yazar Anadolu Türkçesini yerinde ve sıkmadan çok güzel kullanmış.Tarihi bir romandan beklenecek herşey var.Yazarı ilk kez okumama rağmen çok beğendiğimi belirtmeliyim.
Azap OrtaklarıErol Toy · Cumhuriyet Kitapları · 2013159 okunma