"Hayır, inanmıyorum," dedi kelimelerini dikkatle seçerek, "ama varlığını da tamamen yadsımıyorum. Mantıklı bir nedeni ya da açıklaması olmayan durumlarda, her şeye hazırlıklı olmaktan yanayım."
"Ve sanırım alabileceğimiz en doğru tavır da bu," diye sözünü kesti Crowley. "Yani, dünyamızı etkisi altına alan kötü bir gücün varlığı ortada. Hepimiz bundan şüphe duymayacak kadar çok suça tanıklık ettik. Birilerinin bu kötülükleri dünyamıza çağırmadığını ya da kendi yararına yönlendirmediğini kim iddia edebilir ki?"
"Yine de," dedi Halt, "yüzde birlik bir ihtimalden söz ettiğimizi unutma ve o bir durumda bile bunun gerçek olup olamayacağını tartışıyoruz. Gerçek diye bir şey varsa tabii."
Will, hafifçe başını sallayıp kahvesinden bir yudum aldı. "Benim biraz kafam karıştı," dedi sonunda. Halt, sertçe güldü.
"Şunu sakın aklından çıkarma. Uğraştığımız şeyin büyücülük olmama ihtimali yüzde doksandan fazla; büyücülük olma ihtimali de çok düşük. Bu fikre sarıl ve temkinli ol. Tamam mı?”