Bilen söylemez, söyleyen bilmez. Şeyh Taptuk Emre
Yunus fukara bir rençberdir. O sene kıtlık olmuştur. Yunus keramet ve inayetlerini duyduğu Hacı Bektaş Veli'ye gidip yardım istemeyi düşünür. Yolda giderken eli boş varmamak için bir miktar alıç
Reklam
Güney'e
Baba bana bir şiir yazar mısın Evvela şunu söyleyeyim Ben şair değilim Ben fuzuli gibi yunus Emre gibi pir Sultan gibi Nesimi kul Himmet gibi Şeyh Bedrettin gibi, taptuk Emre gibi Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi Nazım gibi Orhan Veli gibi Cahit Sıtkı Tarancı gibi Hasan Hüseyin Enver Gökçe gibi hiç değil Ben şiir yazamam Şiir benim doğudan yükselen güneşim Batıya giden güneşim kuzeyimdir ve güneyimdir. Tabiki güneyim güneyimdir.
Sayfa 76·Kitabı okudu
Filistinli Kardeşlerimizin Yunusları Nerde!
Yıllarca dolaştıktan sonra Taptuk Emre eşiğine dönen Yunus, ana bacıdan, yani Taptuk Emre'nin eşinden "Acaba Pir'im beni ocağına yine kabul eder mi? diye sorar. Ana bacı, der ki: "Pir'in Sabah namazına çıkarken, eşiğine uzan! Sen ayağına takılınca, bu kimdir? diye soracak. Ben Yunus diye cevap veririm. Eğer o, bizim Yunus mu? derse kabul etti demektir!" Şeyh, gerçekten, bizim Yunus mu? deyince, dünyalar Yunus'un olur.  Biz de bugün Yunus eşiğindeyiz. Yunus Emre, ayağına takılanlar için "Bizim Muhsin mi  bizim Emin mi, Bizim Faruk mu? yahut hepimiz için toptan, bizim Torunlar mı? diye sorarsa, ne mutlu bize!
Sayfa 181·Kitabı okudu
"Yol bitmiş midir ki sonu hayr ya da şer ola"
"Nice hayrı ularsın birbirine şerre varır sonu. Nice şerri ularsın uc uca hayra varır sonu." Şeyh Taptuk Emre Hazretleri
Yunus Emre
Yunus Emre
yunus'um emre
Abdin vücûd-i Hak’da fenâsı şeyhe hizmetle zâhir olur. Zîrâ hizmet ve sohbet varlığı ifnâ ve benliği izâle eder. İbrâhîm b. Edhem pîr-i Horasânî’ye hizmet edip murâda erdiği gibi. Zîrâ arkası ile dağdan hatab taşırdı. Ve meşâyih-i ümmiyyeden Yûnus Emre dahi bu hâl ile Hakk’a erdi. Hattâ getirdiği hatabın cümlesi doğru ağaçlar idi. Şeyhi Taptuk Emre onun sırrından suâl edicek “Sultânım, bu kapıya eğrilik sığmaz” diye cevâb verdikde Şeyh dahi bu sözden hazz edip “Söyle Yûnus’um söyle” demesiyle kelâm-ı Şeyh vaktinde mahalline rast gelmekle Yûnus’dan bu kadar kelimât-i irfâniyye ki sâdır oldu.
Sayfa 42
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.