Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şeyma

Şeyma
@seymadanalintilar
Okuyorum, alıntılıyorum. İnstagram: seymadanalintilar
48 syf.
4/10 puan verdi
Öykü, görkemlilik kuruntusuna kapılan vasat biliminsanı Kovrin’le ilgilidir. Bu genç adam kendisinin bir dahi, Tanrı’nın seçilmiş kullarından biri olduğuna inanmaktadır. Yazar bu öyküsünde delilik ile dahilik arasındaki olası ilişkiye dikkat çeker. Yazar bu kitap hakkında “tıbbi bir öykü” demiştir. Felsefe doktoru Andrey Vasiliç Kovrin tedavi olmak istemez ve doktor arkadaşı ona ilkbahar ve yazı köyde geçirmesini tavsiye eder. Kovrin ünlü bitki yetiştiricisi olan Pesotski’nin evine gider ve aradan geçen zamanda bitki yetiştiricisinin kızıyla evlenmeye karar verir. Duyduğu ya da okuduğu tam olarak hatırlayamadığı bir hikayedeki keşişi düşünmeye başlar ve bir gün onu görür. Çevresindekilere anlatmak istese de ona inanmayacaklarını bildiği için kimseye anlatmaz ve bundan sonraki günlerde keşişi sık sık görüp onunla konuşmaya başlar. Kovrin, Tanya’yla evlenir ve bir gece uyandığında kocasının bir boşluğa doğru bakıp konuştuğunu görür. •Onegin, saklamaya niyetim yok, Deli gibi seviyorum Tatyana’yı. •Zihin ne kadar geniş olursa olsun, her şeyi alacak diye bir kaide yok. •Dostum, sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir. •Şimdi daha makulüm ve daha sağlıklıyım, fakat herkes gibiyim: Vasatım, sıkıcı geliyor yaşamak.. •Yaşamın insana verebileceği o önemsiz ya da son derece sıradan nimetler karşılığında ne kadar fazla şeyi alıp götürdüğünü düşünüyordu.
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,8bin okunma
Reklam
72 syf.
5/10 puan verdi
Bu roman ilk olarak 1912 yılında London Magazine’de yayımlandı. 1915 yılında da Macmillian Yayınevi tarafından kitap olarak basıldı. “Kıyamet sonrası edebiyatı” olarak isimlendirilen edebi tarzın ilk örneklerinden ve kurucu metinlerindendir. Güzel bir kitaptı, Granser karakteri yaşadığı acıları ve çaresizliği anlatıyordu biraz da
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032bin okunma
80 syf.
4/10 puan verdi
İlk defa bir Zweig kitabını tam anlamıyla sevemedim. Evet konusu güzel anlatılmak istenen güzel ama bence tek bir mucize üstüne yoğunlaşsa daha güzel olurdu gibi. 16.yüzyılda Anvers’de geçen ve yolları tesadüfen kesişen Yahudi bir genç kızla yaşlı bir Hristiyan ressam arasındaki dostluğu anlatır. Çocukken Hristiyanların şiddet eylemlerine hedef olan ve iyi yürekli bir asker tarafından kurtarılan Esther adlı kız, bir Katolik kilisesine asılacak dini bir tabloya modellik yapar. Ressam kıza büyük bir ilgi ve şefkat gösterir ve çizdiği resmi bitirir. Resim kiliseye asılır ve Esther bu resme bağımlı olur. •”Sana mucizelerden bahsettim Esther! Çoğu insan mucizelerin artık eski zamanlarda kaldığını söyler, ama ben onların bugün de var olduğuna, sadece onları sessizce bekleyen ve mucizelere inanan insanların yüreklerinde gerçekleştiğine inanıyorum ve öyle hissediyorum.” •”Bu bir mucize, apaçık bir mucize işareti bu, herkes anlamaz, ancak başına gelen kişi anlar.”
Hayatın Mucizeleri
Hayatın MucizeleriStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
6/10 puan verdi
1898 yılında yayımlanan Canavar, Stephen Crane’in en bilinen novellalarından biridir. New York yakınlarında yer alan Whilomville adlı kurgusal bir kasabada Doktor Trescott ve ailesi yaşar. Bu büyük evde bir yangın çıkar. Evin seyisi olan siyahi Henry ile doktorun oğlu olan beyaz Jimmie yakın arkadaşlardır. Jimmie yangının ortasında kalınca Henry kendini alevlerin içine atar ve Jimmie kurtulur ama Henry alevler arasında kalır, yüzü tamamen yanar ve artık bir canavar olmuştur. Görünen o ki bir insanın yüzünü kaybetmesi, toplumda ona atfedilen rolü de kaybederek tanınmaz hale gelmesi demektir. Yazar ise asıl canavarın Henry mi, yoksa kendinden olmayanı nefretle dışlayan toplum mu olduğuna karar vermeyi okuruna bırakır. •”Zenci, zenci, asla ölme sen. Kara yüzlü ve parlak gözlüysen.” •”Yüzü yok başının önünde, Tam da yüzünün olması gereken yerde.” •Gördüğü bir adam mıydı? Bilmiyordu. Bir şeydi işte, korkunç bir şey.
Canavar
CanavarStephen Crane · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,170 okunma
80 syf.
5/10 puan verdi
Kitap 3 farklı hikayeden oluşuyor ~Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor~ Rahel, Lavan’ın küçük kızı, Yakup’un Peygamberin eşi ve Yusuf Peygamberin annesidir. Stefan Zweig bu öyküsünde 1929 yılında basılan Kutsal Kitabı ana kaynağı yapmıştır. Yakup, dayısının yanında kaldığı süre boyunca Rahel’e aşık olur. Rahel ve Yakup’un evlenmesi için Lavan’ın bir
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,5bin okunma
Reklam
56 syf.
6/10 puan verdi
Kitap 3 hikayeden oluşuyor. Hepsi birbirinden güzel hikayeler. Her biri keşke daha uzun olsaydı dediğim hikayelerden. Bir oturuşta okunabilecek çok güzel bir Zweig eseri. ~Lyon’da Düğün~ “Lyon özgürlüğe karşı savaş açmıştır. Lyon artık yoktur.” Fransız devrimi sırasında kabul edilen bir önerge. Karşı çıkanlar vatan hainliğinden tutuklanır ve
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,7bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Halil Cibran’la tanışma kitabım oldu. Kırık Kanatlar kitabı, Arap dilinde yazılmış ilk romanlardan biridir. Selma Karami’yle Cibran olduğunu tahmin ettiğim gencin imkansız aşkını konu alan bir kitap. Selma’nın babası çok zengindir ve gencin babasıyla bir dostlukları vardır, babayla genç karşılaşıp ortak bir noktaları olduğunu öğrendiğinde daha sık görüşmeye başlarlar ve genç, bu varlıklı adamın evine gittiğinde Selma’yı görür ve çok beğenir. Papazın ulağı gelip babayı çağırır ve Selma’yla genç yalnız kalıp konuşma fırsatı bulur ve birbirlerinden etkilenirler. Babası döndüğünde bu yeni filizlenen aşkın durumu nasıl olucak dersiniz? Sağanakla yerle bir olmuş eski bir barınağı temsil eden yaşlı bir adam, orakla başı gövdesinden ayrılmış bir zambağa benzeyen genç bir kadın ve kar altında eğilmiş bir fidan gibi genç bir adam; aynı yazgının ellerinde bir oyuncak gibi mahvedilmiş üç varlık. Halil Cibran, kitapta kadın haklarına, kadına karşı bakış açısına, kadının yüzyıllar boyu süren eşya gibi oradan oraya sürüklenmesine ve din adamlarının yozlaşmasına değinir. #seymadanalintilar Selma Karami cazibesiyle ruhumu uyandıran ve beni günlerin düşler gibi uçup gittiği, gecelerin düğünler gibi geçip gittiği yüce duyguların o cennet bahçesine götüren kadındı. Güzellik, bakan kişi ile bakılan kişi arasındaki bakışta saklı bir akıştır. Böylece, hayatımda ilk kez olarak, özgür doğan insanın atalarının koydukları katı yasaların kölesi olarak kaldığını anladım.
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,5bin okunma
72 syf.
4/10 puan verdi
Eğitimi için Viyana’ya giden bir tıp öğrencisi olan Berger, ailesini geride bırakır ve büyük kentin gerçekliğine uyum sağlamaya çalışır. Kendini soğuk bir odada yapayalnız bulur ‍Delikanlı bu yabancı odada gece korkusunu, yalnızlıktan duyduğu şu açıklanamaz çocukça kaygıyı gitgide daha ürkütücü bir biçimde hissediyordu, artık inkar edemeyeceği çılgınca bir vatan hasretiydi bu. Zamanla girdiği bunalım yüzünden hayallerinden ve büyük bir hevesle başladığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelir. ‍Güç, cesaret ve taşkınlık gerektiren bu yabancı kentte, bu yeni yaşamda bu zayıf, bu çocuksu haliyle ne yapacaktı? Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır. #seymadanalintilar ‍Ne varsa elinden kayıp gitmişti; önce umudunu ve merakını, üniversite öğrenimine karşı duyduğu hevesini, sonra hırsını.. ‍Kendimi perişan hissediyorum, hasta gibiyim, sakat gibiyim, çünkü herkesten çok farklıyım, gitgide daha kötü, daha değersiz, daha gereksiz olduğumu gözyaşları içinde hissediyorum, ben.. ‍”Incipit vita nuova.”
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Ay Işığı Sokağı Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların karmaşık hayatlarına dalan bir gezgin, sesin sahibinin ve takıntılı eski eşinin hikayesi.. yine çeşitli yerlerdeki geniş lüks bulvarlar da böyledir, çünkü yaşamın zirvesi de dibi de aynı biçimdedir. içimdeki dehşetin yerini yazgıların çeşitliliği karşısında duyduğum büyük şaşkınlık aldı ve her pencerenin ardında bir alın yazısının beklediğini, her kapının bir yaşantıya açıldığını hissettim yine. Leporella Patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi.. ‍Bütün yaşamı, çabası ve isteği sanki kendi bedeninden çıkıp Baron’unkine geçmişti; her şeyi onun gözleriyle görüyor, onun duyularına kulak veriyor, adamın bütün zevklerinin ve fetihlerinin tadına ahlaksızca denebilecek bir coşkuyla ortak oluyordu. Nişan 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen Fransız bir albay.. Dişlerini birbirine geçirdi, kökleri koparıp ezdi, çaresizliğinin verdiği acıyla sarsılarak kendini yeniden yere attı; bir şeyler yapmak, haykırmak, vurmak, birilerinin gırtlağını sıkıp canını almak için yanıp tutuşuyordu. Leman Gölü Kıyısında Olay 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup bir balıkçı tarafından bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreği eşi ve çocuklarının özlemiyle kavrulan bir Rus savaş esirinin hikayesi.. Avare Yaşıtları üniversiteye hala liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel..
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167bin okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
Her tür zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı, beraat kararı gibi her türlü merhamet göstergesinin toplumda tatminsizlik ve intikam duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil midir? Merhaba bugün size Altıncı Koğuş kitabıyla geldim. Daha önce sürekli karşım çıkan ve isminini sık sık
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
Bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olmakla, ondan tamamen bağımsızlaşma arasında gidip gelen bir kadının hikayesi. İki uç nokta arasında bocalama haliyle başa çıkmak zorunda kalan, kendi atölyesini kuran ve kendini sanata adayan bir ressam olan kahramanımız, genç yaşlarında çılgınca aşık olmuştur. Kendini tamamen adadığı adam kötü bir şey yapsa ya da kötü bir şey düşünse bile kahramanımız onu hep iyi görür ve yaptıklarına hep iyi gibi bakar. Ancak daha sonra aşık olduğu adam tarafından fazlaca kısıtlandığını farkeden ve kendini tamamen unutan kahramanımız ilişkisine son verip kendini gerçekleştirme hedefine doğru şevkle ilerler. Beni de böyle kendini gerçekleştirmiş ve tamamlanmış biri olarak kabul ettin, bu yüzden diğer hepsinden öte sevdin; bunu gayet iyi biliyorum. Benden beklediği şeylerde kendimi ne kadar yetersiz hissedersem, gözüme bir o kadar eleştirel ve otoriter görünüyordu, artık sevgisini de ancak kendimi aşarak elde edebilirmişim gibi geliyordu. Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir, bizimle beraber yürümeyeninse, -burada durdu ve derin bir nefes aldı- bizi durdurmasına izin vermemeliyiz.
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,3bin okunma
56 syf.
4/10 puan verdi
Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadın olan Madame de Prie’nin gerçek yaşamına dayanır. Sarayın ışıltısından, kalabalığından ve kendi yetkilerinden ayrılmak onun için zor bir durumdur. Sürgünün içinde yarattığı etkiyi herkesten saklar ve belki de kısa süreli bir göz dağıdır diye düşünür. Gizemli bir şekilde ortadan kaybolmak ister. Küçük kasabaya yerleştikten sonra aldığı mektuplarla aslında kimsenin onu merak etmediğini ve bu sürgünün pekte kısa olmayacağını anlar. Alıştığı şan, şöhret, kalabalık ve güç arkasında kalmıştır. Hırslı bir kadın olarak bir plan yapar ve hazırlıklara başlar. Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı. Bunca yalnızlığa katlanabilecek kadar güçlü değildi o. Bu onun ölüm fermanıydı. Mutluluk, servet, iktidar, gençlik ve aşk olmadan soluk alamayacağını biliyordu; Fransa’ya hükmettikten sonra köylü kadınına dönüşemezdi burada. Eskiden insanlarla ve güçle oynamıştı yalnızca, şimdi ise hiçbir oyuncağın ölüm kadar keyifli olmadığını fark ediyordu. Karşısında bir ayna varmış gibi doğruldu, ölümü bekledi ve gülümsedi, gülümsedi, gülümsedi. ~”Je vais mourir, oh ne me plaignez pas!”
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,8bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
Bir baba ki bütün çocuklarının üstünde otorite kurmaya çalışmış, kendinden ödün vermemiş, gücünün hakimiyetini bütün çocuklarına hissettirmiş. Öyle ki, Kafka babasına doğrudan soru bile soramazmış. Annesi her zaman babasına sadık, sözünden çıkmayan ve onu her zaman onaylayan bir kadın olmuş. Kafka o dönemlerde yani çocukken, babasının verdiği
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın ortaya çıkmasıyla, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer. •Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir. Irene’de macera merakını uyandıran da hayatının tehlikesiz ve güvenli oluşuydu.
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,5bin okunma
55 syf.
6/10 puan verdi
‍Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın. ‍Kim çile ve yalnızlığını geri de bırakabilir ki içi sızlamadan? ‍Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi. ‍Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. ‍Eğer varsa aranızda sadakatsiz kadını yargılayacak olan, kocasının yüreğini de tartsın terazide ve ruhunu ölçülerle vursun ölçüye. İnciteni kınayacak olan varsa, incitenin de ruhuna baksın. ‍Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. ‍Acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir. Acı, içinizdeki hekimin hasta nefsinizi sağaltmakta kullandığı acı iksirdir.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,2bin okunma
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.