Zavallı şair... Bülbül hamûş, havz tehî, gülistan harab diye inliyordu. Ne bülbül kaldı, ne havz.
Toplum zıvanadan çıkmış. Cinayet cinayeti kovalıyor. Akıl susmuş ve mefhumlar cehennemî bir raks içinde tepinip duruyor. Sloganlar yönetiyor insanları. İdeolojiler yol gösteren birer harita değil, idrâke giydirilen deli gömlekleri. Aydın dilini
Tükürdüm gözlerimi ağzımdan boncuk gibi, mısrası üzerinde, hepside ahmak olmayan şu bir sürü insan, ciddi ciddi münakaşa ediyor ve bu şair, kendi büyüklüğüne kendide inanarak, minnettar gözlerle onlara bakıyor.Halbuki yüzüne dikkat etsen, ruhunun iç taraflarında nasıl külçe halinde nasıl bir yalanın saklı olduğunu görürsün. En korkunç yalan budur; Kendinize karşı bile kullanılacak kadar pençesine düştüğümüz bu derin ve gizli yalan.
-Totoca, yeni eve ugradin mi? Hayir. Ya sen?
-Firsat buldukça gidiyorum. Minguinho'nun iyi olup olmadigini öğrenmek için.
-Güldü ve Ayisigi'nin yeni gövdesi olmasi gereken sopayi yontmayi sürdürdü.
-Mnguinho da neyin nesi? Benim şekerportakalıfıdanım.
-Ona çok uygun bir ad bulmuşsun. Kendine böyle isler bulmakta üstüne
yoktur, iyi mi