. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek?
Gerçek mi hayal?
İkisi de mi gerçek?
İkisi de mi hayal? . . .
Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Şeytan'ın Çırağı İnceleme
Her ne kadar inceleme yazısı paylaşmasam da bu kitap için bir şeyler yazmadan geçemeyeceğim. Spoiler içermeyecek, sadece bir kaç alıntı yapacağım o yüzden rahatça okuyabilirsiniz.
Kitap kahraman bakış açısıyla başlıyor, ki zaten en çok hoşuma giden kısımlar başlarıydı. Sonuna yaklaşırken gözlemci bakış açısına dönüyor, ve başka bir konuya atlanıyor.
Yazar'ın hayatına veya ilgili olduğu şeylere aşina değilim. Ama ben kesinlikle bu kitapta Dostoyevski ve Zweig'ın tohumlarını görebiliyorum.
Ayrıca duygu durumlarının kitapta güzel tasvir edildiğini düşünüyorum.
"Siz şeytansınız. İnsanların sadece etini yemekle yetinmeyen. ruhlarını da cehenneme düşürene dek durmayan korkunç bir şeytansınız."
"Bir avukat olarak, kesinlikle görünüşün aldatıcı olduğunu; hatta bir sineği bile öldüremeyecek gibi görünen insanların büyük suçlar işlemiş olduğunu biliyor olsam da her nedense bu genç adamdan hoşlanmamıştım."
Son olarak polisiye ve yeraltı edebiyatı sevenlerin kitabı seveceğini düşünüyorum.
İyi okumalar.
Şeytanın Çırağı
