Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Anlamsız olduğunu düşündüğün bazı şeylerin, dikkatle bakıldığında, bariz bir bütünlük ve hayatiyet kazandığını göreceksin. Karanlık bir uğursuzluktan doğan esrarlı tohumun bir bitkiye dönüşüp nasıl gümrahça yeşerdiğine, gitgide nasıl bin bir dal budak sardığına, en sonunda meyveye dönüşen çiçeklerinden birinin, onun can suyunun tamamını çekip nasıl öldürdüğüne tanık olacaksın.
Kısaca rüya ya da tahayyül dediğimiz bazı şeyler, hayatımızı baştan sona belirleyen, içindeki bütün durumları birbirine bağlayan gizli bir ipliğe dair sembolik ipuçları olabilirmiş gibi geldi.
Reklam
Ah! Sevginin güçlü kanatlarının aşamayacağı bir uçurum var mıdır? Aşk için mekan ve zaman nedir ki? O, hayallerde yaşamaz mı zaten; hayallerin sınırı var mıdır?
Karanlık gölgeler belirmekte etrafımda; gitgide daha yoğunlaşıyor, beni sıkıştırıyorlar, gitgide daha sıkı sararak görüşümü kapatıyorlar; aklımı, yaşadığım anın azabıyla tutsak ediyor, tarif edilmez, zevk veren bir ıstırapla içime dolan hasretimi, iflah olmaz, öldürücü bir işkenceye dönüştürüyorlar!
Bir tahta parçasının, bir kemik, bir bez parçasının İsa'nın haçından, bedeninden ya da bir azizin giysisinden koparılmış olması ya da olmaması neyi değiştirir ki? İnanan bir kimse, fazla kurcalamadan ruhunu bunlara yoğunlaştırınca, içine uhrevî bir heyecan dolar ve bu onu, buraya kadar sadece uzaktan sezinlemekle kaldığı o ebedi saadetin ülkesine yaklaştırır. Böylece, azize ait olduğu sadece iddia edilmiş bile olsa, kutsal eşya, uyarıcı işlevi görerek azizin ruhsal açıdan etkisini artırmış olur. İnsanların teselli ve destek bulmak için inançla seslendikleri yüce ruhtan bekledikleri de zaten güç ve kuvvettir.
Benliğim, oynak kaderin ürkünç oyununa düşmüştü; farklı kişiliklere ayrışmıştım, olayların kabaran dalgalar misali üzerimde patladığı bir denizde yüzüyor gibiydim. Artık kendimi tanıyamaz olmuştum
Reklam
Bir yandan göründüğüm kimseydim ama öte yandan olduğum kişi olarak görünmemem gerekiyordu.
Kabul etmelisin ki ben hayatta, etrafımda bulunan her şey üzerinde nadir rastlanır türden zihinsel bir egemenlik kurmayı başarmış bulunuyorum; bu, bir kadın için siz erkeklerden daha kolaydır. Bunun için, tabiatın kadına verdiği, karşı konulmaz derecede cazip bir dış görünüş tek başına elbette ki yeterli değildir; daha fazla bir şeyler gerekir. Cazibeyi aklının gücüyle birleştirip yoğurmak, sonra da ona keyfince hâkim olmak esastır. Bu, kendine özgü, olağanüstü bir kendini aşma durumudur; kendi ben'ine farklı bir noktadan bakabilme imkânını verir; böylece kişi kendini, hayattan elde edebileceğinin en fazlasını amaçlayan, daha yüksek bir iradeye uyum sağlayacak bir araç olarak bulur. Hayatta, hayata hükmedebilmekten, hayatın, kendisine hükmeden kişiye bahşettiği bütün olguları, zengin hazları güçlü bir büyüyleymiş gibi ele geçirmekten daha üstün bir şey var mıdır?
Benimle birlikte, çevremizde dolaşan bu aptal kuklalar âlemine hâkim ol. Hayat bizi kendi daracık sınırlarına sıkıştırmasın, bize en muhteşem hazlarını bahşetsin.
Sahip olduğum kudretten azami ölçüde yararlanmak üzere sihirli değneği elime almaya, etrafımdaki herkesin benim keyfime göre hareket edeceği bir çember çizmeye karar verdim.
Reklam
Parlak renklerinin bütün ihtişamıyla böylesine böbürlenen bir çiçeği, koparılmış ve solmaya yüz tutmuş bir halde görmek çok ince bir fikir.
Dua esnasında huşu ateşi daha hararetle akar, duygular gizliden gizliye uyanır, çağlayan dalgalar gibi yükselir, yüreklerden fışkıran o tarifsiz özlem kendisini dindirecek olan meçhulü yakalamak için ahtapot kollarını uzatır. Bundan sonra da dünyevi arzular semaviymiş gibi görünerek pervasızca ortaya çıkar, aşka gelmiş ruhlara coşkularını büyük bir haz vererek bastıracağını vaat eder; tutkular bilinçsizce buna kanar ve kutsala, uhrevi olana ulaşma çabaları, dünyevi ihtirasın hiç bilmediği adsız büyüleri içinde kırılıp kalır.
Bir kez daha o iğrenç "Cinayet! Cinayet! çığlıkları çınladı. Hermogen'in cesedini taşıyorlardı. Reinhold'un, "Koşun, caniyi yakalayın!" diye haykırdığını işittim. Bunun üzerine kötücül bir kahkaha attım. Bütün koridor inledi. Korkunç bir sesle haykırdım: "Be hey gafiller, isyankar günahkarları infaz eden kaderi mi yakalayacaksınız siz?"
Hayat, karşımda karanlık, arkasında ne olduğu görünmeyen bir uğursuzluk gibi duruyordu.
Sayfa 106Kitabı okudu
Maharet ne demek? Kimdir mahir olan? Beş fersahtan ölçü alan, sıçrayıp otuz arşın uzaktan sipere atlayan mı? Yirmi adım öteden mercimek tanesini dikiş iğnesinin deliğinden geçiren mi? Beş kantarı bir değneğe asıp burnunun ucunda altı saat, altı dakika, altı saniye ve bir an boyunca dengede tutan mı? Söyleyin, nedir mahir olmak?
Sayfa 108Kitabı okudu
601 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.