Ancak ansızın bir toplumsal devrim gerçekleştiği takdirde ilk kurulacak düzen özgür toplum değil (çünkü insanlık buna hazırlıklı olmayacaktır), özgür toplumu kurmak isteyenlerin diktatörlüğü olacaktır.
İnsanın doğasını ezen ve bastıran toplumsal kurguları adaletsiz buluyorsak, gayretimizi hepsini yok etmek için kullanabilecekken niye yerlerine başka kurgular koymaya harcayalım ki?
Asıl kötülük, hatta yegane kötülük, toplumsal gelenekler ve kurgulardır; doğal hakikatlerin üstüne çökerler - aileden paraya, dinden devlete her şeyin üstüne.
Zorbalık toplumsal kurguların işidir, onları temsil eden insanların değil. Onlar yalnızca, deyim yerindeyse kurguların bize zorbalık uygulamak için kullandığı araçlardır. Tıpkı bıçağın katilin kullanabileceği bir araç olması gibi. Ve siz elbette bıçakları ortadan kaldırarak katilleri yok edebileceğinize inanmıyorsunuz... Bakın; tüm dünyada sermaye sahibi büyük para babalarının hepsini ortadan kaldırın, ama sermayeyi yok etmeyin. Hemen ertesi gün sermaye, başka ellere geçerek, yeni mülk sahipleri kanalıyla zorbalığını uygulamaya devam edecektir.
Nerede sevgi gösterdiysem, orada hâlâ ayakta sevgim. Nerede sevdiysem orada hâlâ seviyorum. Nerede ağladıysam orada hâlâ ağlıyorum. Nerede teselli ettiysem orada hâlâ teselli ediyorum.
Sen hiç kendi sesini dinlemeye çalışmadın mı? Hiç mi dinlemedin kendini? Ben, senin aynaların sayesinde yapabildiğin gibi, kendimi dışardan görmektense, kendimi dışardan dinlemek isterim!