Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül Ehl-i aşkın hâsılı sâhib-mezâkıdır gönül Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n'ola Nice demlerdir esîr-i iştiyâkıdır gönül Dildedir mihrin ko hâk olsun yolunda cân u ten Ben ölürsem âlem-i ma'nâda bâkîdir gönül Zerredir ammâ ki tâb-ı âfitâb-ı aşk ile Rûzigârın şemse-i tâk u revâkıdır gönül Etse Nef'î n'ola ger gönlüyle dâ'im bezm-i hâs Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül Nefi
Rasulullah Efendimiz (sav): Hangi Müslüman hastalağında Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn (لاَ إِلهَ إِِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ) duasını kırk kere okursa ve bu hastalığından ölürse kendisine Şehid sevabı verilir. Eğer iyileşirse bütün günahları affedilir ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 460)
Reklam
Əlinin eyni zamanda müharib, şücaətli və vəli xüsusiyyətlərinə sahib olması xüsusən şiələr arasında onun adı ətrafında məziyyətlərin təşəkkülünə səbəb olmuşdur. Məs., Siffin döyüşündən bəhs edən Məsudi (Muruc, IV, səh. 376) bizə Əlinin bir gündə öz əli ilə 523 adam öldürdüyünü xəbər verir. Daha sonra onun haqqında fövqəltəbii bir çox şeylər deyilmişdir. Məs., onun necə Zülfəqqar (xalq dilində Zülfiqar) adlı qılıncı ilə atlıları yəhərlərindən düşürmədən başlarını bədənlərindən ayırdığı, ya da bədənlərini ikiyə böldüyü hekayət edilir. O, qorxmadan, dimdik düşmənini gözləyən, sadəcə qolunun bir uzadılmasında 33 düşməni yerə sərən bir qəhrəman kimi təsəvvür edilir.
fakirin garibanın ihtiyaçlarını gidermek için gayret etmek bu kadar sevapli ise Ya muhtaçlarlara himmet eli uzatan, hayır sahibinin ve infak edene verilecek mükafatı yazıya, kitaba sığdıramayız. Buyrun aşağıdaki hadisi şerifi okuyalım: Sahabe-i kiramdan Hz. Abdullah ibni Ömer ve Hz. Ebu Hüreyre ikisi beraber rivayet ediyorlar ki, Rasulullah (sav) buyurdular: Kim ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılama yolunda yürür , çalışır ve gayret ederse, Bu insana dua eden yetmiş beş bin melek ile gölgelendirilir. İşini bitirinceye kadar Allah'ın rahmetine dalar. Allah kendisine makbul hac ve umre sevabı yazar ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 454 )
Ey Rabb-i Rahîm'im ve ey Hâlık-ı Kerîm'im! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalalet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalp ve hacaletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede göre göre gayet süratle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi kabir kapısına yanaşıyorum. O kabir, bu dâr-ı fâniden firak-ı ebedî ile ebedü'l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır. Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünyayı, kat'î bir yakîn ile anladım ki hēliktir gider ve fânidir ölür. Ve bilmüşahede içindeki mevcudat dahi birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmareyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse yüz tokat vurur. (Mesnevî-i Nuriye 169.sh - Risale-i Nur)
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
fakirin garibanın ihtiyaçlarını gidermek için gayret etmek bu kadar sevapli ise Ya muhtaçlarlara himmet eli uzatan, hayır sahibinin ve infak edene verilecek mükafatı yazıya, kitaba sığdıramayız. Buyrun aşağıdaki hadisi şerifi okuyalım: Sahabe-i kiramdan Hz. Abdullah ibni Ömer ve Hz. Ebu Hüreyre ikisi beraber rivayet ediyorlar ki, Rasulullah (sav) buyurdular: Kim ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılama yolunda yürür , çalışır ve gayret ederse, Bu insana dua eden yetmiş beş bin melek ile gölgelendirilir. İşini bitirinceye kadar Allah'ın rahmetine dalar. Allah kendisine makbul hac ve umre sevabı yazar ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 454 )
Reklam
sadaka nasıl mal ile olur. İlim ile dahi olur. Kavl ile fiil ile nasihat ile de oluyor. (Sözler 415.sh - Risale-i Nur)
"Pencerelerden seyret , içlerine girme. "
Ey insan! Sen kendini, kendine mâlik sayma. Çünki sen kendini idare edemezsin, o yük ağırdır. Kendi başına muhafaza edemezsin, belalardan sakınıp, levazımatını yerine getiremezsin. Öyle ise beyhude ızdıraba düşüp azab çekme, mülk başkasınındır. O Mâlik, hem Kadîr'dir, hem Rahîm'dir; kudretine istinad et, rahmetini ittiham etme. Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safayı bul. Hem der ki: Manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîm'in mülküdür. Mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek. O hem Hakîm'dir, hem Rahîm'dir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme. (Mektubat 224.sh - Risale-i Nur)
"ALLAH birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temelluk edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme. Çünki Sultan-ı Kâinat birdir, herşey'in anahtarı onun yanında, her şey'in dizgini onun elindedir; herşey onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun." (Mektubat 224.sh - Risale-i Nur)
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.