Shabnam

İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün bazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, São Paulo'da sahneye çıkıp yirmi bin kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu.
Reklam
Hayatın bazen bize tuzak gibi gelmesi aslında zihnin oynadığı bir oyundu. Mutlu olmak için üzüm yetiştirip şarap üretmesi ya da gün batımmı California'da izlemesi gerekmiyordu. Büyük bir evinin ve mükemmel bir ailesinin olması da gerekmiyordu. Yalnızca potansiyele ihtiyacı vardı ve potansiyelden bol bir şeyi yoktu. Bunu neden daha önce görememişti ki?
Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı.

Reader Follow Recommendations

See All
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.2/10 · 56k reads
Reklam
Ellerimize dikkat edin. Sürekli açılıp kapanır parmaklarımız. Tutar ve bırakır, bırakır ve tutarız. Bir içe bir dışa. Yumruğumuzu sıktıktan sonra mutlaka açarız. Öyle olmasaydı felçli gibi olurduk. Varlığımız da böyledir. Bir an gelir açılır, bir an gelir kapanır. Kâh sıkışır yüreğimiz, kâh ferahlar. Bu tezat gibi görünen haller varlığın özüdür. Kanat çırpan kuşlara bakın. Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun, bir aşağı bir yukarı. Bir hüzün, bir saadet. Böyledir hayat. Hoş bir kararda, ahenk içinde, dengede."
On Sekizinci Kural: Tüm kâinat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dı- şımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahlûk değil, bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara; dışında, başkalarında değil
Dediklerin iyi hoş ama" dedim zorlukla. "Ben her şeyden şüphe ediyorum. Tanrı'dan da." Şems-i Tebrizî yorgun gülümsedi. "Şüphe fena bir şey değil ki. Şüphedeysen, hayattasın demektir. Arayıştasın."
Akılcı kararlar alıp planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Oysa balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi?
Sayfa 185Kitabı okudu
Cenneti ve cehennemi illâ ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi basarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz
Reklam
Kaderin ne olduğunu anlatamam" dedi Şems. "Ama ne olmadığını anlatabilirim. Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Sayfa 275Kitabı okudu
"Başımıza beklenmedik rastlantılar ancak bunları karşılamaya hazır olduğumuz anlarda gelir"
Sayfa 340Kitabı okudu
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
319 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.