"Koşuyormuş, Watson! Çaresizce, hayatını kurtarmak için koşuyormuş, ta ki kalbi daha fazla dayanamayıncaya kadar."
Sayfa 70 - Venedik
"Kötülükle savaştım,ama kötülüğün atasını karşıma almak, belkide fazla hırslı bir görev olurdu."
Sayfa 63
Reklam
Öğleden sonra geç saatlerde uyandım, güçlendim ve tazelendim. Sherlock Holmes, kemanını bir kenara bırakıp bir kitaba dalmış olması dışında hâlâ tam ona bıraktığım gibi oturuyordu. Ben kıpırdanırken bana baktı ve yüzünün karanlık ve sıkıntılı olduğunu fark ettim. "İyi uyudun" dedi. "Konuşmamızın seni uyandırmasından
Durum oldukça ilginçti. Bilinmeyen bir görev için bilinmeyen bir yere gidiyorduk. Ancak davetimiz ya tam bir aldatmacaydı ki bu akıl almaz bir hipotezdi ya da önemli konuların yolculuğumuza bağlı olabileceğini düşünmek için iyi nedenlerimiz vardı. Bayan Morstan'ın tavrı her zamanki gibi kararlı ve kendine hakimdi. Afganistan'daki maceralarımı hatırlatarak onu neşelendirmeye ve eğlendirmeye çalıştım; ama doğruyu söylemek gerekirse ben de durumumuzdan dolayı o kadar heyecanlandım ve nereye gideceğimizi o kadar merak ettim ki hikayelerim biraz işin içine karıştı. Bugüne kadar, gecenin köründe bir tüfeğin çadırıma nasıl baktığına ve ona çift namlulu bir kaplan yavrusunu nasıl ateşlediğime dair dokunaklı bir anekdot anlattığımı söylüyor. İlk başta hangi yöne doğru gittiğimize dair bir fikrim vardı; ama çok geçmeden hızımız, sis ve Londra hakkındaki sınırlı bilgim yüzünden yönümü kaybettim ve çok uzun bir yol kat ediyormuşuz gibi göründüğü dışında hiçbir şey bilmiyordum. Ancak Sherlock Holmes asla hatalı değildi ve taksi meydanlarda ve dolambaçlı ara sokaklarda girip çıkarken isimleri mırıldanıyordu. "Rochester Row" dedi. “Şimdi Vincent Meydanı. Şimdi Vauxhall Köprüsü Yolu'na çıkıyoruz. Görünüşe göre Surrey tarafına gidiyoruz. Evet öyle düşünmüştüm. Şimdi köprüdeyiz. Nehrin bir anını görebilirsiniz.” Gerçekten de geniş, sessiz su üzerinde parlayan lambaların olduğu Thames Nehri'nin bir bölümünün geçici bir görüntüsünü elde ettik; ama taksimiz hızla ilerledi ve çok geçmeden diğer taraftaki sokak labirentine girdi.
Kendinizi her zaman karşınızdakinin yerine koymalı, onun yerinde olsam ne yapardım diye düşünmelisiniz.
Sayfa 744 - Martı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sherlock Holmes, şömine rafının köşesinden şişesini, zarif Fas kutusundan da hipodermik şırıngasını aldı. Uzun, beyaz, gergin parmaklarıyla narin iğneyi ayarladı ve gömleğinin sol manşetini geriye doğru kıvırdı. Kısa bir süre gözleri düşünceli bir şekilde sayısız delik izleriyle noktalanmış ve yaralanmış olan kaslı ön koluna ve bileğine takıldı.
Biliyordum ki, onun aşkını öldürebilseydim ya da bu aşkı nefrete dönüştürebilseydim her şey ikimiz için de çok kolay olacaktı.
"Çoğu erkeğin ruhunun bir köşesinde kendisine ait küçük, özel bir yer vardır ki oraya davetsiz misafirler kabul edilmez."
Günümüz zenginleri
Onun insanlara yaptığı hayır işleri, kötülüklerini örtmek için kullandığı bir paravan sadece
Reklam
152 syf.
7/10 puan verdi
Adından da anlaşılacağı üzere maktulün zehirli acı kahve ile cinayete kurban gitmesi ile olaylar başlıyor. Zeki dedektif Hercule Poirot’un ipuçlarını takip etmesi ile sır perdesi yavaş yavaş aralanmaya başlıyor. Sonunda gizem çözülüyor ve her zamanki gibi yine hiç beklenmedik karakter katil çıkıyor. Genel olarak fena değildi. Sherlock Holmes tadında bir kitap.
Acı Kahve
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187.7k okunma
Kara Peter Vakası
İnsan,mümkün görünen bir alternatif bulup doğru olmadığını ispatlamalıdır her zaman.
Sayfa 210 - Martı yayınları
"Asıl işkence edip bozduğu şey zihnim ve ruhum. Başlarda beni hâlâ seviyor umuduyla tüm bu kötü muameleye, yalnızlığa, aldatılmışlığa katlanmıştım. Fakat artık beni de kendi amaçları için bir oyuncak gibi kullandığını biliyorum."
Sherlock Holmes'un kusurlarından birisi -eğer buna kusur denilebilirse- kimseye güvenip de planlarının bütününü paylaşmak istememesiydi.
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.