O ki kadınların en yücesi...
O ilk iman eden, ilk Müslüman olan...
O ki yeryüzünde aşkın mihrakı
O Allah’ ın sevgilisine yar kıldığı sevgili…
O gece gibi örten, Allah'ın Resulüne setr (Örten, koruyan) olan...
Allah'ın ve Cebrail Aleyhisselamın selam gönderdiği o yüce anne...
O Ehlibeytin ninesi…
O Haticetül Kübra. " Evvel ahir Haticetül
Nurdan Damla’nın bundan önce iki kitabını okumuştum. Bunlardan ilki Timaş Yayınları’nda çıkan “365 Günde Sevgili Peygamberim” kitabıydı. Kitabı o kadar beğenmiştim ki toplu olarak almış, Kutlu Doğum vesilesiyle anaokulumda velilerime de hediye etmiştim. Yazarımız bu kitabıyla 2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü’ne de layık
Göz yaşlarıyla bitirdiğim kitap, Hz. Hatice annemizi anlatan Çöl-Deniz... Hatice annemizin hayatını az çok bilirdim ama ayrintilariyla merak ederdim. Tam olarak bilmediğim halde cennet annelerimiz sen en çok onu örnek alırdım kendime. Sanırım içimde güçlü kadın olma isteği beni ona yöneltirdi. Böylesine güçlü bir kadının kendisi nasil İslam'a
AŞK MAHKUMU
Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi.
Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
BALİK VE TANGO.
Parçası Benden, beni nasıl dağıtıp geri toparladiysa, Balık ve Tango da aynı şeyi yapıyor.
Kitabın neredeyse tamamı birbirine benzer kadinlarin,çoğu mutsuz ve hayattan umduğunu bulamamış kadınların öykülerini anlatıyor. Üniversite yilları, ezberledikleri şiirler, dinledikleri şarkılar,okudukları romanlar,bağlı oldukları fikirler, yaşam tarzları,aile yaşantıları... benim de zincirin son halkasına yetistigim seksenli yılların sonu doksanların başı milliyetci-islamci gençlerinin öyküleri. Bizi bu kadar etkilemesi de bundan.
Kitap için bir anlamda Sibel Eraslan kendi öğrencilik yıllarında gözlemlediği kadınları hatta belki de kendini yazmış diyebiliriz.
İşte Balık ve Tango'dan beni dağıtıp tekrar toparlayan bir kaç cümle;
"Bildiğim şey;yazı yazmaktan baska, akranim yoktu ve gurbetteydim."
"Bir dua" diyorum, "anne,bir duadır..."
"...ancak mutlu kadınların kızları olur..."
"Ömrümde yalvaran bir kadın görmemiş biriydim ben. Hoş yalvarmayan kadınları da bilmedigimi,şimdi şu anda fark ediyordum.
'Oglan' demek bu mu acaba?"
"Büyük annem, bir gelin, bohcasindan bellidir,derdi..."
Balık ve TangoSibel Eraslan · Dergah Yayınları · 201695 okunma