Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
sibirya ekspresi yazarı grinko'nun dediği gibi:"yalanlarla istediğin yere kadar gidebilirsin, ama asla geri dönemezsin ."
"Yalanlarla istediğiniz yere gidebilirsiniz; ama asla geri dönemezsiniz." *Sibirya Ekspresi
Reklam
Sibirya Ekspresi
Yalanlarla istediğiniz yere gidebilirsiniz... Ama asla geri dönemezsiniz...
"Başkası için ışık yaktığınızda kendi yolunuzu da aydınlatırsınız." Sibirya Ekspresi (2008)
"Başkası için ışık yaktığınızda kendi yolunuzu da aydınlatırsınız." Sibirya Ekspresi (2008)
"Yalanlarla istediğiniz yere gidebilirsiniz; ama asla geri dönemezsiniz." Sibirya Ekspresi
Reklam
Sibirya Ekspresi Filminden
Yalanlarla istediğin yere gidebilirsin ama asla geri dönemezsin.
Eğer yaşanmışlıklar yazı için yeterli olsaydı büyük hayatlar yaşamış insanların aynı zamanda büyük eserler yazmış olmaları gerekirdi. Oysa bilinç, sezgi, muhayyile eserde birincil öneme sahiptir. Kafka, Amerika'yı görmeden Amerika adlı eseriyle Amerika'nın ruhunu ortaya sermişti. Rimbaud Sarhoș Gemi'yi yazdığında hiç deniz görmemişti. Katil psikolojisini en iyi anlatan Dostoyevski muhtemelen hiç cinayet işlememişti. Babalar ve Oğullar'ı yazan Turgenyev baba değildi ve çocuğu yoktu. Milton, Kayıp Cennet'i yazdığında görme özürlüydü. Her gün yüksek sesle şiirinden dizeler okuyup kızlarına yazdırıyordu. Tarık Buğra, babanın bakış açısından oğul sevgisini anlattığı "Oğlumuz" öyküsünü yazdığında çocuğu yoktu ve bekârdı. Blaise Cendrars, edebiyatta muhayyilenin gücünü ortaya koyan en önemli isimdir: “Blaise Cendrars hiçbir zaman Trans Sibirya Ekspresi'yle Rusya'yı katetmemiş, İran'a gitmemiştir. Her şey uydurmadır fakat edebî olarak gerçektir. Blaise Cendrars yazıyla varolur, seyahat eder ve bizi seyahat ettirir. 1955'te Pierre Lazareff 'Fakat Blaise, neticede sen hiçbir zaman Trans Sibirya Ekspresi'ne binmedin!' dediğinde Cendrars zekice yanıtlar: 'Ne fark eder, hepinizi bindirmedim mi?" Bu anlamda yaşanmışlık ve tanıklıkla iyi eser arasında bire bir örtüşmüşlükten söz edilemez.