639 syf.
8/10 puan verdi
Cilt I Nikita Kruşçev Nikita Sergeyeviç Hruşçov, doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkiye'de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir. Stalin’ in ölümünden sonra 1953-1964 yılları arasında 11 yıl süre ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak görev yapmıştır. Anılarını iktidardan
Kruşçev' in Anıları I-II
Kruşçev' in Anıları I-IIEdward Crankshaw · Milliyet Yayınları · 19715 okunma
Sorusuna yanıt vermemişti, çocuk soruyu yineledi: -Nereye? Sibirya'ya mı? Evet, elbette Sibirya'ya.Ne var ki susuyordu.Rimukas'ın duymasını istemiyordu. Sibirya, ağıza alınması korkunç bir sözcüktü. Dünyanın öbür ucuydu, kimse yaşamıyordu orada, korkunç bir soğuk olurdu, hem de yıl boyunca, ormanlarına girilemezdi ve dev gibi beyaz ayılar vardı orada.
Reklam
Varlam Şalamov, ilk olarak 1929'da daha yirmi iki yaşında Moskova Üniversitesi'nde hukuk öğrencisiyken tutuklanmıştı. Bir Ortodoks manastırından bozma Sovyet çalışma kampının yer aldığı Solovki adasında üç yıl kürek cezasına çarptırıldı. 1937 yılında yeniden tutuklanarak bu kez Sibirya'nın kuzeydoğusu Kolyma'da beş yıl geçirmeye mahkum oldu.
Sayfa 91
Dostoyevski'nin idamdan kurtuluşunun yansımaları... Ümit Yıldırım "Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir
76 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Kitaptaki ilk öykü olan '' Diri gömülen''i okurken kendimden o kadar çok şey buldum ki. Sık sık Sibirya'da veya Hindistan gibi bir yerde yaşamayı; düşünmüşümdür. Hazırlıklı olmadığım bir vizeye girmeden önce kendimi verem etmeye çalışmışlığım da vardır. Bu öyküde kendimden o kadar çok şey buldum ki..... Kambur Davut öyküsünden de çok etkilendim. Kalbimin derinliklerinde bir sızı hissettim. Hele ki final sahnesi. Ateşperest öyküsünü okurken adı gecen mekanlar ve olay adeta gözümün önünde belirdi ve o sahneyi yaşadım. Abacı Hanım öyküsü beni bıyık altından güldürmeyi başardı. Oda çok iddialı bir öykü. ''Ölü yiyenler'' öyküsü insanların ne kadar çıkarcı ve oyuncu olduğunun adeta bir kanıtı. Son öykü daha doğrusu ' masal olan ''hayat suyu'' ruh halime o kadar iyi geldi ki, bittiğinde terapiden çıkmış gibi hissettim. uzun zamandır masal yazımlarından uzak kalmıştım. Hayali, olduğu kadar bir o kadar da gerçekçi diyarlara götürdü beni. Yazarın en güzel ve kusursuz kitaplarından biri.
Diri Gömülen
Diri GömülenSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20202,464 okunma
‘’ Benim tecrübem tabii ki Tayyip Bey'inkinin tam tersidir: Ömrüm boyu herhangi bir pratik uygulamasını asla düşünmeden yalnızca merakımı tatmin için teorik bilim yapmış bir insanım. Buna rağmen (ve babam zengin olduğu halde) , üniversiteyi başarımdan ötürü yurtdışında bedava ve kendi konum açısından olabilecek en iyi yerde okudum. Pek çok toplantıya ve geziye param ödenerek çağırıldığım için altı kıt' ayı hem büyük bir saygınlık görerek hem de bedava gezdim; üstelik hem dünyanın en lüks yerlerini hem de pek kimsenin gidermeyeceği Tibet veya Sibirya gibi yerleri de görerek. Bu arada Celal Şengör olarak pek çok saygın bilim insanının yanında, İngiltere Kraliçesi' nin eşi Prens Philipp'in veya Fransa Cumhurbaşkanı'nın huzurlarına da kabul edildim. (Tayyip Bey'in üstünden cumhurbaşkanlığı sıfatı düşünce bu kişilerin yanına yalnızca Tayyip Bey olarak ne kadar gidebileceğini bizlere zaman gösterecektir.) Fakat en hoşu, akşam kütüphaneme çekildiğim zaman bildiğim dört dilde kainatın en ilginç sorunları hakkında bilgi edinebiliyor, bunlar hakkında fikir yürütebiliyor, bu dünyada ne aradığını sorgulayabiliyor ve ertesi gün dünyaya yepyeni bir zevkle bakabiliyor olabilmemdir. ’’
Sayfa 65
Reklam
İşte 19.yy ikinci yarısında gözler önüne serilen belgeleri ile sabit bir tablo : Sibirya 'nın uçsuz bucaksız buzlu çöllerinde kökleri ile sökülen bir ağaç gibi terk edilmiş, ölüme mahkum yüzbinlerce Türk...
Amerika yerlilerinin genetiğine dört mitokondriyal klan hakimdir. Bunların, bugün Sibirya veya Kuzey ve Orta Asya'da yaşayan insanlarla genetik bağları bulunduğu açıktır. Şayet Amerika'ya gidiş karayoluyla olmuşsa, bu ancak Alaska üzerinden olabilir. Geçmiş 100 bin yıllık süreç içinde deniz seviyesinde ne gibi değişimler olduğuna dair yeterli bilgiye sahibiz. Sibirya ile Alaska arasında devamlı bir kara köprüsü tarihte iki devirde vardı. İlki 50 bin yıl önceydi ve yaklaşık 12 bin yıl boyunca kaldı. İkincisi ise 25 bin ila 13 bin yıl önce, karanın deniz seviyesinden yüksekte olduğu büyük buzul devrindeydi.
Sibirya'da Kamanların özel doğan Kam bebekleri eğitmesi gibi, Romalılar da özel yetenekli insanların içine cinlerin girip onlara zekâ kattığına ve koruduğuna inanırlarmış. İnançlarına göre bu cin çıkıp gittiğinde, o özel yetenekli kişi artık fâni hayatına döner, sıradan biri olarak yaşama şansına kavuşurmuş. Yani cin gelip, sanat ve şifa etkisi yaptıktan sonra çekip başkalarına gidermiş. Bu antik cin inancı nedeniyle bugün hâlâ dâhilere 'genie' yani Latince cin kökenli bir kelimeyle 'genius' denmesi bu yüzdendir.
285-286
Türk tarihi kronolojisi - Şevket Koçsoy
Türk Tarihi Kronolojisi / Şevket Koçsoy Milattan Önce 20000-10000 Yakutistan arazisinde en eski insan izlerinin ait olduğu dönem. 4000-1000 Anav Kültürü: Türkmenistan'da Aşkabat yakınlarındaki Anav'da bulunmuştur. Anav yakınlarında buna benzer ve daha sonraki (m.ö. 2500) yıllara ait bir başka kültür çevresi ve ürünlerine ise Namazgâh-tepe'de
Reklam
Bilgi güç demektir. Bu yüzden de yazı, çok daha uzak ülkelere ve çok daha eski zamanlara ait çok daha fazla bilgiyi çok daha sağlıklı ve çok daha ayrıntılı bir biçimde aktarma olanağı verdiği için çağdaş toplumlara güç kazandırır. Elbette bazı halklar (özellikle İnkalar) yazıları olmadan da imparatorlukları yönetebilmişlerdi ve “uygar” halklar, Hunlarla karşılaşan Roma orduları gibi, her zaman “barbarları "yenemezler. Ama Amerika kıtalarının, Sibirya'nın ve Avustralya'nın Avrupalılarca ele geçirilişi en yakın geçmişteki sonuçların tipik bir örneğidir.
Sayfa 278 - Tübitak Popüler Bilim KitaplarıKitabı okudu
Avrupa ve Batı Asya'daki insanlar çoğunlukla "Neandertaller" olarak adlandırılan Homo neandertalensis'e evrildiler ("Neandertal Vadisi İnsanı"). Neandertaller Sapienslerden daha güçlü, daha kaslıydı ve Buzul Çağının Batı Avrasyasına uyumluydular. Asya'nın daha doğu bölgeleri "Dik adam" anlamına gelen Homo
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.