188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ ‘Sibirya histerisi’ hastalığını duydun mu?” “Hayır.” Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında okuduğum dördüncü Murakami kitabı oldu, şunu net olarak söyleyebilirim henüz yolun başındayım ama diğer üç kitaptan çok ama çok daha farklıydı.Konusu olsun yazarın kafanızda soru işaretleri
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,270 okunma
“Ve sonra içinde bir şeyler ölüyor.” “Nasıl yani?” Başını salladı. “Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi
Sayfa 205
Reklam
188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Takılmış bir taş plak şarkısının romana dönüşmüş hali… Eserin İngilizce Orijinal Adı: South of the Border West of the Sun (1992) ABD’li kadife sesli siyahi caz piyanisti ve yorumcusu Nat King Cole’ün ve hatta ünlü Frank Sinatra’nın da yorumladığı efsane şarkı ‘’South of the Border’’a ithafen çıkış noktasını alıp Murakami kurgusuna dönüşen bir
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,270 okunma
Sibirya histerisi
—"Kışın dinleniyorlar" dedi. "Kışın evde kalıp ev işleriyle ilgileniyorlar. Bahar geldiğinde tekrar tarlalara dönüyorlar. Sen bu çiftçisin hayal et." —"Tamam" dedim —"Ve sonra içinde bir şeyler ölüyor" —"Nasıl yani?" Başını salladı. "Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp Kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. Işte bunun adı sibirya histerisi.
Sayfa 158 - DKKitabı okudu
Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi.
Sayfa 156Kitabı okudu
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ ‘Sibirya histerisi’ hastalığını duydun mu?” “Hayır.”
Reklam
“Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi.”
Sayfa 158 - Doğan KitapKitabı okudu
"“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. -“Güneşin batısında?” -“ Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?” -“Hayır.” -“Bunu uzun zaman önce bir yerde okumuştum. Belki de ortaokulda. Hangi kitapta okuduğumu bir türlü hatırlayamıyorum. Neyse, Sibirya’da yaşayan çiftçilerin başına geliyor. Söyleyeceklerimi kafanda canlandır şimdi. Sen bir çiftçisin, Sibirya tundrasında tek başına yaşıyorsun. Aralıksız her gün tarlalarını sürüyorsun. Görünürde hiçbir şey yok. Kuzeyde ufuk, doğuda ufuk, güneyde, batıda, hepsinde aynı şey. Her sabah güneş doğduğunda tarlaya çalışmaya gidiyorsun. Güneş tepeye çıktığında öğle arası veriyorsun. Güneş battığında eve yatmaya gidiyorsun.”"
Doğan KitapKitabı okudu
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?” “Hayır.”
Sibirya Histerisi / Güneşin Batısında
“Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi."
Reklam
https://youtu.be/buKeaEfEQmU?si=48aB3YYuhHxNVbTn
"Ve sonra içinde bir şeyler ölüyor." "Nasıl yani?" Başını salladı. "Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden, yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi."
west of the sun_ siberian hysteriaKitabı okudu
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?” “Hayır.” “Bunu uzun zaman önce bir yerde okumuştum. Belki de ortaokulda. Hangi kitapta okuduğumu bir türlü hatırlayamıyorum. Neyse, Sibirya’da yaşayan çiftçilerin başına geliyor. Söyleyeceklerimi kafanda canlandır şimdi. Sen bir
Sibirya histerisi
+ ‘’Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?’’ - ‘’Hayır.’’ + ‘’…. Sibirya’da yaşayan çiftçilerin başına geliyor. Söyleyeceklerimi kafanda canlandır şimdi. Sen bir çiftçisin, Sibirya tundrasında tek başına yaşıyorsun. Aralıksız her gün tarlalarını sürüyorsun. Görünürde hiçbir şey yok. Kuzeyde ufuk, doğuda ufuk, güneyde, batıda, hepsinde aynı şey. Her sabah güneş doğduğunda tarlaya çalışmaya gidiyorsun. Güneş tepeye çıktığında öğle arası veriyorsun. Güneş battığında eve yatmaya gidiyorsun…bu döngü böyle yıllarca devam ediyor. Sonra içinde birşeyler ölüyor.’’ - ‘’Nasıl yani?’’ Başını salladı. + ‘’Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi.’’ Yerde cansız yatan bir Sibirya çiftçisinin bedenini gözümün önüne getirmeye çalıştım. - ‘’Peki ne var orada, güneşin batısında?’’ diye sordum. Yine başını salladı. + ‘’Bilmiyorum. Belki hiçbir şey. Veya bir şeyler. En azından sınırın güneyinden farklı bir şey.’’
Sayfa 157 - Doğan KitapKitabı okudu
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sınırın güneyinde bir Şimamato ve güneşin batısına yürüyerek Sibirya Histerisi olan Hacime... 1999’da ilk kez yayinlanan kitap, 1951’de doğan Hacime’nin 37yaşına kadar gelişini ele alıyor. Yani Hacime, savaş sonrası değişen dünyaya doğuyor. Çalışan kravatlı babalar, bahçeli evler tam bir Amerikan rüyası iken büyüyen Hacime Tokyo’da plazalarla
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,270 okunma
"Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor.Sabanı bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun.Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden, yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun.İşte bunun adı: Sibirya Histerisi. "
Sayfa 158Kitabı okudu
Resim