Masum değiliz, hiçbirimiz…
“Eller günahkâr, diller günahkâr, bir çağ yangını bu, bütün dünya günahkâr…”
Sezen Aksu
Nermin Yıldırım’ın ifadesiyle bu roman, “Masumiyetin katledildiği bir coğrafyada süren sancılı bir ‘adalet’ arayışının hikâyesidir.” Bu minvalden hareketle
" toksik erkeklik " kavramı
Bu tarz bir bağlanma dayakçı erkekler ile kurbanları arasında da görülür, ancak failin davranışında kadınları ve çocukları evin erkeğinin malı olarak gören kültürel söylemlerin de etkisi vardır. Böyle tavırlar " toksik erkeklik" kavramının merkezinde yer alır; bir erkek olarak " kimse bana hayır diyemez" inancı da buna dahildir. Yakın tarihli üzücü bir örnek olarak Avusturyalı profesyonel rugby oyuncusu Rowan Baxter'ın ayrıldığı karısını ve çocuklarını tehdit etmesi, ardından da peşlerine düşmesi verilebilir. İzlerini bulunca içinde oldukları arabanın üstüne benzin döküp ateşe vermiştir. Yangını söndürmek için yardıma koşanları püskürtmüş, ailesi feci bir biçimde can verirken Rowan Baxter bir bıçak çıkarıp kendini öldürmüştür. Bize akilalmaz gözükse de Rowan Baxter' ın kafasında eylemlerinin makul mantık çerçevesinde olduğuna eminim: Eşi ve çocukları " onundu " ve onlarsız yaşayamıyorsa onlar da onsuz yaşamamalıydı. Toksik erkeklikler kadar toksik kadınlıklar da vardır ama şiddet bağlamında özellikle bu " kendinde sahip olmaya hak görme " kavramı risklidir.
Sayfa 238Kitabı okudu
Dünyanın her yanındaki ve içinizdeki şiddet yüzünden ev yanıyor ve siz, Bir düşüneyim. Yangını söndürmek için en iyi ideoloji hangisidir ? diyorsunuz. Ev yanarken, suyu getiren adamın saçının rengini tartışır mısınız ?
Okunması ve içselleştirilmesi dileğiyle. Taha'nın feryadı!
Yazan: Taha Tuğyan (
Taha Tuğyan)
Bu inceleme metni, eser bağlamında bir iç döküşün yansımasıdır. Eseri kaleme alan 
Henry David Thoreau 'yu saygıyla anıyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum..!
Devlet, hükümet, siyaset, politika, yasa vb. unsurlar insanın içinde yaşamak durumunda olduğu toplumu kurmak ve onun devamlılığını sağlamak adına gerekli unsurlar
Eski Dünyanın Yangının'da kendinizi bulacaksınız sonra annenizi, babanızı, kardeşinizi, arkadaşınızı, sevgilinizi hayatınıza herhangi bir zamanda girmiş ve hâlâ orada olanları veya girip çıkmışları. İyi ki girmiş dediklerinizi, iyi ki çıkmış dediklerinizi... Tüm bu yaşantıların sizde oluşturduğu duygular, izler, hatıralar hatta travmalar kitap boyunca aklınıza gelip duracak. Bazen bundan rahatsız bazen aksine memnun olacaksınız. Kitapta iki yalnız kız çocuğunun -iki kadının- hikâyesi var bize eşlik eden. Koda ve Kantante (Kalbencim bu isimleri özel olarak seçmiş anlamı var).
Kitabın konu alanına daha yakından bakarsak toplum olarak dertlerimizi, sorunlarımızı da ele almayı unutmamış bazılarını yaşamış olmakla birlikte hepsi için oldukça hassas. Kadın, çocuk, hayvan, şiddet, doğa, aidiyetsizlik, köksüzlük, yaşam, özgürlük, farkındalık, yalnızlık, değerlerimiz, sistem... Bildikleriyle ve öğrendikleriyle bize aktardığı bir varoluş hikâyesi.
Kalben'in hayatıyla benzeşen çok yeri var. Kalben'i ilk Sunay Akın'ın programında izlemiş ve hayran olmuştum. Konuşması, nahifliği, bilgi ve kültür birikimi, sahip olduğu o manevi şeylere imrenmiştim. İnsanlar neler yaşıyor da bu hâllere geliyor, demiştim. (Benim kaç fırın ekmek yemem gerekiyor hesabı :)
İşte bu kitap Kalben'in yaşadığı görmüş geçirmiş olduğu dönüşüm hikâyesi bence. Karbon bazlı yapı ağır şartlarda elmasa dönüşür ya o misal. İçte tutulan yılların birikiminin dışa vurumu. Altını çizerken iyi ki bunu yazmış dediğiniz aforizmalar da mevcut ara ara paylaşacağım takipte kalın :) Mutlaka okuyun! 
Fatma Özgün
Deneyeceğim," diyorsunuz. Bu söyleyebileceğiniz en korkunç şeylerden biridir. Denemek, elinden geleni yapmak diye bir şey yoktur. Bir şeyi ya yaparsınız ya da yapmazsınız. Ev yanarken zamanın geçip gitmesine izin veriyorsunuz. Dünyanın her yanındaki ve içinizdeki şiddet yüzünden ev yanıyor ve siz, "Bir düşüneyim. Yangını söndürmek için en iyi ideoloji hangisidir?" diyorsunuz. Ev yanarken, suyu getiren adamın saçının rengini tartışır mısınız?
Yakın zaman önce yapılan bir araştırmaya göre son üç yılda travmatik bir olaya maruz kalan insan sayısı erkek ve kadınlarda ayrı ayrı binleri aşıyor. En sık adı geçen travmalar ise şöyle: tecavüze ya da fiili saldırıya uğramak, ciddi bir kaza geçirmek, birinin öldürülmesine ya da yaralanmasına şahit olmak. Amerika'da sokakta yaşayan
Sayfa 56Kitabı okuyor
ebeveynler, bir yetişkine söylemeyeceği hiçbir cümleyi çocuğuna söylememeli, bir yetişkine kullanmayacakları ses toplamasını
çocuğunda kullanmamalı, bir yetişkine göstermeyecekleri davranışları çocuklarına da göstermemelidirler.
Bağırmak, hakaret etmek, aşağılamak, kıyaslamak, çoçuğun gereksiz engellemek, alay etmek, ceza vermek, ödül vermek, her istediğine izin vermek, mola verdirmek, bakışlarıyla dövmek gibi ‘pasif şiddet’ içeren davranış örüntülerinden uzak durarak, şiddet ateşini körükleyen kor yangını söndürmeye gayret etmelidir.
Sayfa 33
Dünyanın her yanındaki ve içinizdeki şiddet yüzünden ev yanıyor ve siz,”Bir düşüneyim.Yangını söndürmek için en iyi ideoloji hangisidir?”diyorsunuz.Ev yanarken,suyu getiren adamın saçının rengini tartışır mısınız?