Tanrı, birbirlerini sevenlerin mutluluğuna, onlara sonsuz bir süre bahşetmekten başka bir şey ekleyemez. Bir aşk hayatından sonra, bir aşk ebediliği, bir artıştır gerçi; ama aşkın ruha verdiği tarife sığmaz bahtiyarlığın şiddetini daha bu dünyada arttırmak imkânsızdır, Tanrı için bile. Tanrı, gökyüzünün bütünlüğü; aşk, insanın bütünlüğüdür.
Ulmo, Suların Efendisi'ydi. Bir başınaydı. Hiçbir yerde uzun süreli bir düzen kurmaz, canı istedikçe Yeryüzü üzerindeki derin sularla Yeryüzü altındakiler arasında taşınıp dururdu. Kudreti yakındı Manwë'ninkine ve Valinor inşa edilmezden önce can dostuydu onun, fakat sonradan, hayati meseleler görüşülmedikçe, pek az gelir oldu Valar
Sayfa 68 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Hayattaki çoğulculuğu, barışı, halkların birlikte eşit ve özgür yaşamasını, birey özgürlüğünü, kendi iktidarları adına sınırlayan ve yoksayan yapılar hayatlarımız üzerinde kendi tekellerini oluşturmak istemektedirler. Bunu gerçekleştirmek için zorunlu askerlik ile adaletsiz ve de akıldışı olan kışla hayatı gündelik yaşamlara dayatılmaktadır. Saldırganlığın militarist ruhu çeşitli araçlarla hayatlarımızın vazgeçilmezleri arasına sokulmak istenmektedir. Militarizmin hayatlarımızda sızmadığı alan kalmadı adeta. Yaşamımıza etki eden tüm örgütlenmelerede, aile, okul, ordu, ticari işletmeler, siyasi partiler hatta kendini sistem karşıtı olarak tanımlayan kimi politik gruplar... hemen hepsi hiyerarşik, militarizmden beslenen ve militarizmi besleyen kurumlardır. Emir almak ve vermek en temel iletişim biçimi olmuş. Şiddeti gündelik yaşamlarının her alanında sergileyen insanlar, en üst boyutta dünyanın silahlanmasına karşı da duyarsızlaşmışlardır.”
Propaganda Yayınları - Ercan Aktaş - 2005 - İzmir
“Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.” “İp çok ama ben uçlarını bulamadım.” “Bir kadının sezgileri, bazen en mantıklı çıkarımlardan bile daha değerli olabilir. Karmaşık beyinleriyle ard arda sıraladıkları senaryoları mutlaka dikkate alın. Bunlar sizi hiç tahmin etmediğiniz sonuçlara
Atalarımızdan, ailemizdeki jenerasyonlardan değil, binlerce yıllık ortak insanlık ruhundan da duyguları miras alıyoruz. Bu arada belki kimileri, yine insanlığın ortak ruhuna ait sükûneti daha fazla alıyor, daha fazla özümsüyor ve içselleştiriyorlar ruhlarında. Ancak kimileri de şiddeti, baskın ilkel duygu olan nefreti alıyor insanlık tarihinden. Nitekim bu duyguların yeni nesillere bıraktığı yoğunluk, her zaman olduğu gibi, çok daha çekici ve baskın oluyor."
Sayfa 142Kitabı okudu
Olağanüstü güçlere sahip sıradan insan, insanlık için esas tehlikedir; canavar ruhlu ya da sadist olması gerekmez. Fakat, kişi savaşmak için nasıl silaha ihtiyaç duyuyorsa, milyonlarca insanı tehlikeye atmak ve onları katile dönüştürmek için de nefret ve öfkeye, yıkıcı tutkulara ihtiyaç duyar.
Sayfa 19 - İnsan – Kurt mu, Koyun mu?
Reklam
364 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.