Siz hala oğlan çocuğusunuz ve şiddetin, gaddarlığın ve fiziksel cesaretin sizi erkek yapacağını sanıyorsunuz. Ruhunuz yok, sadece bedenleriniz var. Ancak erkeklerin ruhu olur.
“Evet, Kan soyu gizemli bir konu olmaya devam ettikçe, siz de erkek olamayacaksınız. Kanın ardına saklanıyorsunuz çünkü aslında kendinizi sevmiyorsunuz; kendinizi sevmiyorsunuz çünkü erkek olamazsınız. İçinizden bazıları erkek olabilseydi eğer, diğerleri de kendilerini daha çok sevecekti. Ama bu bir kısır döngü. Kan meselesi oldukça, erkek falan olmayacak –asla. Siz hâlâ oğlan çocuğusunuz ve şiddetin, gaddarlığın ve fiziksel cesaretin sizi erkek yapacağını sanıyorsunuz. Ruhunuz yok, sadece bedenleriniz var. Ancak erkeklerin ruhu olur.”
Reklam
Şiddet, ruhun içindeki bir çatışma şeklinde yaşanır. Yıkıcı gerilimler dışa boşalmak yerine ruhu kemirir.
Tüm çalışmalarında siyasal rejimler ve iktidar sorunları üzerine yoğunlaşan, Kanunların Ruhu eserinin yazarı Montesquieu, despotik hükümeti şöyle tanımlıyor: Bir kişinin kanunsuz, kaidesiz sadece iradesi ile kaprisine tabi olarak toplumu sindirerek yönettiği hükümet şeklidir. Düşünürün ifadesiyle; cumhuriyet “erdem” ilkesine, monarşiler “şeref” ilkesine ve despotik devletler ise “korku”ya dayanmaktadır. Korkunun ve şiddetin temsilcisi hem bilmiyor hem de halkın değerlerini aşağılıyor.
Yaptığı kötü bir şeyden söz eden ve onu düşünüp duran kişi derinlerine indiği kötülüğü düşünüyor demektir; insan neyi düşünüyorsa onun içine saplanmıştır insan tüm ruhuyla düşündüğü şeyin içine batmıştır; bu yüzden de hâlâ kötülük içinde yüzmektedir. Elbette o kişi düzelemez, çünkü ruhu kabalaşacaktır, yüreği çürüyecektir, bundan da öte, üstüne üzüntülü bir hava çökecektir. Ne yararı var? Pisliği öyle de karıştırsan, böyle de karıştırsan pislik gene pisliktir. Günah işlemiş olmak ya da olmamak cennette ne yararı olabilir bunun bize? Bunları düşüneceğin zamanı cennetin coşkulu mutluluğu için inciler dizerek geçirebilirsin, işte bunun için kutsal kitapta şöyle yazar: "Kötülükten ayrıl, iyilik yap." kötülükten bütünüyle yüz çevir; o yolda düşünüp durma ve iyilik yap. Yanlış birşey mi yaptın? Öyleyse onu doğru birşey yaparak dengele.
Sayfa 138 - In Time and Eternity (Zaman ve Sonsuzluk İçinde) adlı kitapta alıntı olarak verilmiş; hazırlayan N. N. Glatzer (New York: Schocken Books, 1946).
Yaptığı kötü birşeyden söz eden ve onu düşünüp duran kişi derinlerine indiği kötülüğü düşünüyor demektir; insan neyi düşünüyorsa onun içine saplanmıştır- insantüm ruhuyla düşündüğü şeyin içine batmıştır; bu yüzden de hala kötülük içinde yüzmektedir. Elbette o kişi düzelemez, çünkü ruhu kabalaşacaktır, yüreği çürüyecektir, bundan da öte, üstüne üzüntülü bir hava çökecektir. Ne yararı var? Pisliği öylede karıştırsan, böylede karıştırsan pislik gene pisliktir. Günah işlemiş olmak ya da olmamak- cennette ne yararı olabilir bunun bize? Bunları düşüneceğin zamanı cennetin coşkulu mutluluğu için inciler dizerek geçirebilirsin. İşte bunun için kutsal kitapta şöyle yazar: ' Kötülükten ayrıl iyilik yap.'- kötülükten bütünüyle yüz çevir; o yolda düşünüp durma ve iyilik yap. Yanlış birşey mi yaptın? Öyleyse onu doğru birşey yaparak dengele. Isaac Meier
Sayfa 136
Reklam
126 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.