2009 Ankara Numune Hastanesi
Gidemedim bir türlü yanına. Gözlerindeki nefret o kadar keskindi ki kocaman soğuk bir sınır çizmişti etrafına. Ama yorgundu da, merhamete susamış aciz bakışları vardı hem davet eden hem korkan. Bekledim öylece, uzaktan izledim bir süre. Elimdeki hasta listesinde onun da ismi vardı. Tarafıma dirençli bulantı, kusma nedeniyle konsulte edilen genç
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim görevlisi olan Prof. DR. Muharrem KILIÇ hocanın öğrencileriyle paylaştığı kitap listesi:
Sophokles, Antigone
Aristophanes, Eşek Arıları
Platon, Toplu Diyaloglar
Kurtuluşa ermek için yorgun ruhu canlandırmalı, acı çeken ruhu iyleştirmeli ve ona düşünce özgürlüğünü, vicdanı ve sevgiyi geri vermelidir.
Sayfa 39Kitabı okudu
KUSURA BAKMAYIN BİRAZ AĞIR KONUŞACAĞIM!
Şunu belirteyim :erkekler gözüme sevimli görünmek için çok savaş verecek bu kitaptan sonra !
NEFRETLE DOĞAN NEFRETLE BÜYÜR!
"Sevişti bir bakir ile bakire, erkeğe milli dediler kadına fahişe."
- 
Cemal Süreya
Erkek dediğin saman alevi gibidir. Birden parlar yanar. Çabuk söner , hevesini aldı mı, işi bitti mi de kadını ortada bırakır
Ax, Amed
Diyarbakır; renkli tarihin ve çeşitli uygarlıkların nakışlarıyla örülmüş nazlı renkli kent, tarihin hâlâ surlarında türküler söylediği görkemli şehir. Diyarbakır; diller, kültürler, uygarlıklar kapısı, Kürtlerin, Ermenilerin, Musevilerin, Asuri/Süryanilerin, Arap ve Türklerin barış ortağı. Diyarbakır; Kürtlerin atan kalbi, yaşayan ruhu, canlı umudu, surları dibinde Zara beylerin bıyık burduğu anayurt. Diyarbakır; yaşam kaynağı Dicle'nin sahibi, koruyucusu, sevgilisi, Mezopotamya'nın yüreğinden yükselen çok renkli onurlu, mağrur sancak. Diyarbakır; hüzün, yas ve kederle dolu, bitmeyen, tükenmeyen bir ağıt, Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının idamını anlatan, Kürt dengbêjlerinin en yanık, en güzel stranı. Diyarbakır; günümüzde her gün, her saat, her köşe başında, yaşlı yazarı Musa Anter gibi, evlatlarını cani kurşunlara kurban veren, evlatlarının birer birer katline tanık olan gözü yaşlı şehir, şiddetin pervasızca kol gezdiği, kasıp kavurduğu yaralı şehir.
Sayfa 256 - İthaki
"Ne yaptığının ne dediğinin, birisinin ona ne dediğinin hiçbir önemi yok; insanın besleyeceği bir bedeni ve geliştirip güçlendireceği tek bir ruhu var. Doyurması gereken bir ruhu var. Bu ruh, ışığa ve hakikate doğru sürekli evrilerek hiç durmadan çalışıyor. Tüm ışığı alamaz ya da hakikati fethedemezse o zaman insana işkence etmeye başlar."
Sayfa 58Kitabı okudu
