Tekirdağ'da görev yaptığım okulumda sıkıntılı bir öğrencim vardı. Nerede kavga dövüş, hır gür çocuk başrollerde... Adı bir kere belalıya, serseriye çıkmıştı ya, sınıf arkadaşları ona yaklaşmadığı gibi öğretmenler de çoktan vazgeçmişti ondan. Karışanı edeni olmayınca çocuk bütün gün okulda uyuyordu.
Onu bu hâlde görmeye içim el vermiyordu. Acaba
Dan Brown’un ilk romanıymış. Benim ise okuduğum ikinci kitabı oldu. İlk olarak Başlangıç kitabını okumuştum. İkisindeki ortak konu Teknoloji diyebiliriz. Başlangıç’ta günümüzde sıkça adını duyduğumuz Yapay Zekâdan bahsederken bu kitabında Kriptografiden bahsediyor. İçerisinde birçok teknik kelime geçtiği için bilgisayara uzak insanlar o kavramlardan dolayı anlamada zorlanabilirler. Kitap genel kültürümüzü de arttırıyor. Sevilla ve tarihi yerler, Sezar şifresi, Hiroşima patlaması gibi olaylar kitabı etkileyici kılmak için verilmiş. Sürükleyici bir kitap olması sebebiyle tavsiye edebilirim. Kitabı oldukça gerçekçi kılan ise yazarın eski NSA çalışanlarından destek almış olması diye düşünüyorum. Kitabımızın sonunda çözmemiz için bize de bir şifre verilmiş. Tabi çözmek için İngilizce basımını okumak gerekiyor. İpucu kitabımız 128 bölümden oluşuyor.
Kitabımızda Susan ve David Becker ikilisinin planlarından sapıp bir cinayet ve şifre çözme macerasına tanık oluyoruz. Biri ofiste bilgisayar başında sırrı çözmeye çalışırken diğer karakterimiz de İspanya sokaklarında dedektiflik yapmaktadır.
Dijital KaleDan Brown · ODTÜ Yayıncılık · 200419,9bin okunma
Kur'an arş-ı a'zamdan, ism-i a'zamdan, her ismin mertebe-i a'zamından geldiği için, Onikinci Söz'de beyan ve isbat edildiği gibi; Kur'an, bütün âlemlerin Rabbi itibariyle Allah'ın kelâmıdır. Hem bütün mevcudatın İlahı unvanıyla Allah'ın fermanıdır. Hem bütün Semavat ve Arz'ın Hâlıkı namına bir hitabdır. Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir
"Gönül sırdır" dermiş eskiler,
Olur olmaz herkesle her şeyin paylaşılamayacağına dair bir şifre sanki. Çünkü insanoğlu ayıp arar, kusur arar. Senin üzüntün onun neşesi olur.
Gönül ancak güzel görene, güzel konuşana, güzel saklayana açılır.
Onlara da 'ehl-i muhabbet' denir.