JULIAN: İngiltere'de Guardian ve diğer belli başlı gazeteler kendi internet arşivlerinden birtakım haberleri gizlice, hiçbir ibare koymadan siliyorlar. Bu sayfalara gittiğiniz zaman karşınıza “sayfa bulunamadı” uyarısı geliyor, üstelik bu sayfalar fihristlerden de çıkarılmış oluyor. JACOB: Tarihi siliyorlar. JULIAN: Tarihi yalnızca tahrif etmekle kalmıyorlar, tarih sanki hiç olmamış gibi yapıyorlar. Orwell'in ünlü bir sözü var, “Bugünün ipleri kimin elindeyse, geçmişi de o kontrol eder ve geçmişi kontrol eden her kimse, geleceğin dizginleri de ondadır.”
JEREMIE: Google sizin kimlerle irtibatta olduğunuzu, kimleri tanıdığınızı, hangi konuyu araştırdığınızı, hatta cinsel yöneliminizi, dinsel ve felsefi inançlarınızı biliyor. ANDY: Senin hakkında senin bildiğinden daha fazlasını biliyor. JEREMIE: Annenin bildiğinden, hatta belki senin kendinin bildiğinden daha fazlasını. Google internete ne zaman bağlı olup olmadığını biliyor. ANDY: İki yıl, üç gün ve dört saat önce internette ne arıyordun, biliyor musun? Bilmiyorsun, ama Google biliyor.
Reklam
JEREMIE: Yalnızca devlet güdümlü gözetleme değil söz konusu olan, sorun mahremiyet sorunu; verilerin üçüncü şahıslarca nasıl kullanıldığı ve verilerle ne yapıldığına dair insanların bilgi sahibi olup olmaması. Ben Facebook kullanmıyorum, o yüzden hakkında pek fazla bir şey bilmiyorum. Fakat bugün Facebook'la birlikte, kendileri hakkında her tür bilgiyi büyük bir memnuniyetle sunan kişiler görüyorsunuz, onları mahremiyetle kamusallık arasındaki sınırı bilmemekle suçlayabilir misiniz? Birkaç yıl öncesine kadar, dijital teknolojiler henüz ortada yokken, kamunun gözü önünde bir hayat süren kişiler, gösteri dünyasından, siyaset veya gazetecilik alanından figürlerdi; oysa bugün herkes “yayımla” tuşuna bastığı anda kamusal bir hayat sürme olanağına sahip. “Yayımla” demek bir şeyi kamuya açık hale getirmek, elalemin bu veriye erişebilmesi demek. Ve tabii henüz yirmisine ulaşmamış ergenler kendilerinin sarhoş, bilmem ne bir halde resimlerini gönderdiklerinde şunun farkında olmayabilirler: El âlem, muhtemelen çok uzun bir süre boyunca bu resimleri saklayabilecek. Facebook mahremiyet, arkadaşlık ve kamusallık alanındaki bu sınırı muğlaklaştırmaktan kazanç sağlıyor. Yalnızca arkadaşınızın, sevdiklerinizin göreceğini sandığınız verileri de kaydediyor. Yani verilerinizin kimler tarafından görüleceği ayarını nasıl yaparsanız yapın, “yayımla” tuşuna bastığınız anda onları önce Facebook'a vermiş oluyorsunuz, ancak bir sonraki adımda Facebook bunu sizin seçtiğiniz Facebook kullanıcılarına açıyor.
JULIAN: Cep telefonu aslen bir izleme cihazıdır, ara sıra görüşme yapmanıza da izin verir. JACOB: Kesinlikle. Mesela Üçüncü Dünya'da herkesin izlendiğinden bahsediyorsak bu gerçekte ne anlama geliyor? Bunun anlamı, dünyanın geri kalanıyla irtibat kurmak için kullandıkları telefon sistemlerinin birer casusluk cihazı olması, yeter ki birileri toplanan verileri o amaçla kullanmaya teşebbüs etsin. ANDY: Ben nice Afrika ülkesinin tam takım bir internet altyapısını, fiber optik kablolar ve omurga duyları dahil, Çin'den armağan olarak aldığına şahidim.
JULIAN: Facebook'un tümüyle merkezileştiğini görüyoruz. Twitter tümüyle merkezileşti. Google tümüyle merkezileşti. Hepsi de Amerika Birleşik Devletleri'nde; her biri, şiddet gücü kimin elindeyse onun denetimi altında. WikiLeaks'in Cablegate'i yayımlamasının ardından başlayan sansür, Amazon'un sitemizi sunucularından çıkarması buna örnek.
Güncellendi
Uzun araştırmalarım sonucu yeni yıl için okuma listem hazır. 🥳Tavsiyelerini aldığım arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ederim. 🙏🤗 İsteyen yararlanabilir 🤹‍♂️ Bilim; 1.
Evrenin Dokusu
Evrenin Dokusu
2.
Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi
Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi
3.
Beyin
Beyin
4.
Reklam
329 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.