Şah Hatayi tarafından söylenen aşağıdaki geyik destanı da derviş ile geyik arasındaki bir söyleşmedir. Öyküye göre avcı, geyiğin yavrusunu avlamıştır. Geyik acılar içeresinde meleşirken bu sırada dervişe karşılaşırlar ve ikisi söyleşmeye başlar.
...
Avcı beri bakasın/Yıktığını yapasın
Nasıl aldın yavruyu/Ciğerinden yanasın
Felek döndürsün çarkın/Yıkılsın evin barkın
Anasını melettin/Yok muydu Hakk'tan korkun
Alevi-Bektaşi söylencelerinde, Geyikli Baba, dergahını geyikleri meleşen dağlara kurmuştur. Geyikler kutludur. Geyiklerin uğradığı dağlara kötülük uğramaz... Bu motifler aslında doğa-insan bütünlüğünün, doğadaki diğer varlıklara saygının çok önemli yansımalarıdır. Bu motif Pir Sultan Abdal'ın bir deyişinde "Kırk yıl dağda gezdim geyiklerinen", Çorumlu Aşık Sefil Ali'nin deyişinde ise "Kırk yıl dağda geyik sağdım bir zaman" biçiminde geçer.
Neredeyse bütün kaynaklarda ise yabanıl geyikleri evcilleştirmesinden ve gideceği yere geyik üzerinde gitmesinden, yani binek hayvan olarak kullanmasından dolayı bir bakıma asıl adı unutularak "Geyikli Baba" denildiği belirtilmektedir.
1k'nın yeni yazarlara ait kitap reklamları fazlasıyla bıktırıcı geliyor. Tabii ki yeni bir kitabın tanıtımı da gerekli ama bu şekilde değil. O zorlama inceleme ve anlamsız alıntıların reklam olarak akışa düşmesi çok itici bir durum. Bir de yazarını merak edip baktım tam olarak bir Entel Feridun pozu vermiş bir fotoğrafla karşılaşınca her şey yerine oturdu.