“Ve ölümün bir sigara kağıdı gibi yakıp öbür dünyaya bile bir şeyini bırakmayacağı duygusunu yayan bu ihtiyara kendi camımın ortasına yapışmış dışa doğru bakarken onunda bana karşı aynı fakat belki sadece elli yıl önceki kelimelerle aynı duygu içinde donup kaldığını anladım.
O cesaret etti yinede.
Yoksa bu asırlık duygu kalıntısıyla kireçlenip kalıyordum.”
12 Mart sonrası, 1973’lerdi. îşte herkes gibi, zorunlu bera berdik. Birbuçuk yıl falan. Ben şahsen Yılmaz’ı çok sekter bu lurdum. Örneğin bir ara “Sigara içeni, teşbih çekeni dışlayın. Bu burjuva alışkanlığıdır” diye tutturdu.
Krom Tamponlardaki Pas Lekelerini Yok Etmek
Arabanın tamponunu Kola'ya veya gazoza batırılmış bir sigara paketinin içindeki alüminyum folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır.
Akü Kutup Başlarında Çapağı Temizlemek İçin:
Bir kutu kolayı veya gazozu kutup başlarına dökün ve bütün çapak yok olsun.
Paslanmış Bir Civatayı Sökmek İçin:
Kolaya veya gazoza batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek ve çıkacaktır.
Büyük olasılıkla az sonra okuyacağınız birçok şeyi siz zaten daha önceden biliyordunuz.(!) Ya da bilmeyenler "hadi canım, saçmalık" diyeceklerdir. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız, burada anlatılanlara inanmadıysanız denemesi bir kola parasıdır. Yani markası ne olursa olsun, bir kutu Kola yeterli.
Gelelim KOLA ile ne gibi pratik işler yapabileceğinize:
Kaç lira bu içtiğin sigaranın paketi?"
"Hocam şu anda paketi yüz elli kuruş"
"Demek ki ayda kırk beş lirayı sigaraya vermek için ailelerinizden isteyebiliyorsunuz. Buna üzüldüm. Sizden almanızı istediğimiz kitapların tümü yüz on lira tutuyor. İki buçuk ay sigara içmezseniz bu kitapları almak için kaynak yaratmış olursunuz.(...)"
Siyahi insanlar Küçük Siyah Sambo'yu sevmiyor. Yak git- sin. Beyaz insanlar Tom Amca'nın Kulübesi'nden hazzetmiyor. Yak gitsin. Biri tütün ve akciğer kanseri üstüne kitap mı yaz- miş? Sigara üreticileri ağlıyor mu? Kitabı yak gitsin. Sakinlik, Montag. Huzur, Montag. Kavganı dışarıda et. Daha da iyisi, yakma fırınının içinde. Cenazeler mutsuzluk verici ve pagan mi? Onları da ortadan kaldır. Bir insan ölünce, beş dakika sonra, ülkenin dört bir yanında hizmet veren helikopterlerle Mavi Duman Borusu'na, Yakma Fırınlarına götürülüyor. Bir insan ölümünden on dakika sonra siyah toz zerrelerine dö- nüşüyor. Mezar taşı yazılarıyla uğraşmayalım. Boşver onları. Hepsini yak, her şeyi yak. Ateş parlaktır ve ateş temizdir."
Düşman, aralarında sadece on nefer boyu mesafecik bulunan siperlerimize bazen sardalye konserveleri veyahut reçel kutuları fırlatıyor. Bizimkiler de sigara paketleriyle mukabele (karşılık) ediyorlar. Düşmanlar arasında hem de sıcak cephede böyle şakalaşmak cihanda duyulmuş şey midir?
Ben hiçbir aşk romanında bir âşığın zihninin bu kadar maşukuyla dolu olduğunu, maşukunun duygularını ve zihnini anlama ve bilme iştahıyla dolu olduğunu, maşukuyla ilgili her şeye bu kadar çok değer biçtiğini görmedim. Nasıl bir aşkmış, okudukça katmanlandı zihnimde. Ben "Ha yok ya, cinsel arzu bu sadece." dedikçe sayfaları çevirdim ve
Adınız Güler, değil mi?
- Ben daha sizinkini bilmiyorum.
- Öğreneceksiniz. Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor. (Sustu. Bir sigara yaktı.) Bakın, şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: Sigara içtiğimi.