Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hoşa gitmeyen bir fikrin doğru olmadığını düşünmek insanın doğasında var.
Eğer bir yasak çiğnendiği zaman bu cezasız bırakılırsa, herkesin bu kötülüğü işleyene öykünmek isteyeceği ortadadır.
Reklam
Tabuyu çiğneyen kimsenin kendisi de tabu olmaktadır; çünkü başkalarını da bunu yapmaya iştahlandırmak gibi tehlikeli bir kendine özgülüğü vardır.
Nevrozlulardaki zorlanma yasaklarıyla tabular arasındaki ilk ve göze çarpar benzerlik, bu yasakların kaynaklarının da tıpkı tabularda olduğu gibi nedensiz ve anlaşılmaz görülmesidir.
Tabular, en ilkel ve aynı zamanda en sürekli iç güdülerin kaynaklarında, yani şeytanların etkisine karşı duyulan korkulardadır.
Reklam
Bütün bu yasakların kuramsal bir temeli var: Bu yasaklar bazı kimselerde ve bazı eşyada, adeta bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi dokunmayla geçebilen bir güç olduğuna inanıldığı için tehlikelidir.
Bu yasaklar en çok insanlara zevk veren şeylerle ilgilidir.
Açık ve akla uygun hiçbir nedeni yokken şu ya da bu yasak sayılmakta ve niçin yasak sayıldığı sorusu onların aklına bile gelmemektedir; çünkü kendilerini bu bağlarla gayet doğal olarak bağlı görmektedirler; bunlara karşı herhangi bir saldırının şiddetle ve otomatik olarak cezalandırılacağına inanmaktadırlar.
Tabunun kaynağı, insanlarda ve hortlaklarda bulunan ve cansız eşyaya da geçebilen garip bir güçte görülüyor.
Reklam
Tabunun çiğnenmesi suçlunun kendisini de tabu yapar.
Sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkâr oluyor.
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların "Tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "Tecrübeli " denir. Sigmund Freud
Bilmek de zehir, bilmemekte..
Kişi bilmediği, bilmek de istemediği düşmanlığı iç dünyasından alıp dış dünyaya fırlatır, kendisinden uzaklaştırıp başkasına yöneltir.,
Hiç kimse inanmaya zorlanamayacağı gibi, kimse de inanmamaya zorlanamaz.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.