Sadi Şirazi
Bir pâdişâhın acemi bir kölesi vardı. Bir gün bu köle ile gemiye binmişti. Köle o zamana kadar hiç gemiye binmemiş ve deniz görmemişti. Gemi yolculuğunun bir takım sıkıntıları ve zorlukları vardı. Köle, gemi limandan ayrıldığı andan itibaren titremeye başladı. Ne yaptılarsa köleyi sâkinleştiremediler. Gemide âlim bir kişi vardı. Hükümdara; "Müsaade ederseniz ben onu susturayım" dedi. Hükümdar da o zâta izin verdi. O zât, köleyi denize attırdı. Köle birkaç kere suya battı, çıktı. Geminin bir tarafına can havliyle tutundu. Onu saçından tutup gemiye aldılar. Bu olaydan sonra köle, köşesinde sessiz ve sâkin oturdu. Hükümdar âlimden bu işin hikmetini sordu. O da; "Köle suya girmeden evvel, gemideki selâmetin kadrini ve kıymetini bilmiyordu. İşte huzurla, saâdet ve sıhhat de böyledir. Huzûr içinde yaşayan, mesûd olan, bir felâkete uğramadıkça, o huzûr ve saâdetin kıymetini bilmez. İnsan hasta olmadıkça da, sağlığının kıymetini bilmez" dedi. 'Ey kardeş! Bu dünya kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allah-ü Tealaya bağla. Sana bu kafidir. Dünya mülküne güvenip bel bağlama. Çünkü bu dünyada senin gibi birçokları yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Değil mi ki, en sonunda ölüm vardır ve bu can göç (ölüm) yolunu tutacaktır. O halde ister taht üzerinde can vermişsin ister toprak üzerinde, ne fark eder!'
Müjdeleme
"Enbiyanın sıfatlarından tebşir; hıfzı's-Sıhha (sıhhati koruma) menzilesinde ve inzar; hastalığı tedavi kabilinde olup sıhhat asıl, maraz(hastalık) ârız olduğundan, hıfzıs-sıhha menzilesinde olan beşaret(müjdeleme), inzar(uyarma) üzerine takdim olunmuştur" (Vehbi, Hulasatü'l-Beyan,1, 366)
Sayfa 50
Reklam
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi (Insanlik alemine sultan olmak kadar kadar değerli bir nesne daha yoktur. Ama o da dünyada bir nefescik sihhate degmez...) Kanuni Sultan Süleyman
Sayfa 120 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
Hiç kimsenin boynu, bir balıkçının kafasıyla vücudu arasında yükselen bu garip sütun kadar sert, dik, kararmış, adeta nasırlı ve sinirli olamaz. Buruşuk derinin üstünde rüzgârın, güneşin yaptığı tesir çok büyüktür. Genç bir balıkçı yüzüne sıhhat, enerji, hayat ve renk ulaştıran bu sütun, yalnız balıkçılarda bu kadar devrilmez bir mahiyetle yükselir. Bir balıkçı ne kadar ihtiyar olursa olsun, derisi ne kadar buruşuk bulunursa bulunsun, her zaman kafası genç, dinç, boynu sağlam ve diktir.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, alışkanlığın verdiği halsizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor?
Sayfa 124 - Alkım Yayınevi
Beyhude gamlanma divane gönül! Cümle alemin rızkını veren vardır. Yaptığın hatayı görmüyor sanma, Kalpte gizli en derin sırları bilen vardır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.