Eski kitapları okurduk
Aklımız günlük işlerle karışık
Dururduk eşiğinde boş bir evin
Anahtar elimizde kararsız ilkin
Soluk alışını dinlerdik sessizliğin
Girsek mi yoksa girmesek mi?
İskender Pala’nın kaleminden çıkan bu sözlük, öyle kuru kuruya bir "sözlük" değil; sanki eski zamanların zarif şairleriyle hasbihal eden bir meclisteymişsin gibi hissettiriyor. Her madde, sadece kelime anlamıyla kalmıyor; o kelimenin Divan şiirindeki ruhunu, çağrışımını, tarihsel ve kültürel zeminini öyle tatlı bir dille anlatıyor ki, bazen bir madde okurken kendini eski İstanbul sokaklarında dolaşırken buluyorsun.
Bu kitap sadece edebiyat öğrencilerine ya da akademisyenlere değil; gönlü zarif kelimelere düşen, şiirin sırlarını çözmek isteyen herkese hitap ediyor. Divan şiirinin ağır ve anlaşılmaz görünen havasını, İskender Pala’nın anlatımıyla adım adım çözüyorsun. Hele ki gazel, kaside ya da rubai okurken bir kelimenin anlamını anlamadığında dönüp bu kitaba bakmak, şiire yeni bir gözle bakmanı sağlıyor.
Benim için bu eser, bir başvuru kitabından çok daha fazlasıydı. Adeta bir edebiyat yolculuğuna rehberlik eden bir dost gibi. Hele bazı maddelerdeki örnek beyitler, şiirin büyüsünü daha da artırıyor. Anlamı bilmeden okuduğum dizeler artık başka bir derinlik kazanıyor.
Tavsiye: Eğer Divan edebiyatına ilgi duyuyorsan ya da bir beyitte geçen tek bir kelimenin bile sana ne çok şey anlatabileceğini görmek istiyorsan, bu kitabı mutlaka edin. Rafında sözlük diye duracak ama kalbinde şiir diye kalacak bir kitap.
Not: Kitabı düz okumak istersen de olur, sadece merak ettiğin maddelere göz atmak istersen de... Her seferinde başka bir güzellik çıkar karşına. Çünkü kelimeler, Pala’nın elinde sadece açıklanmaz; yaşatılır.
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Bir Kalbin En Derin Kuyusuna Yolculuk
Nurullah Genç’in Siyah Gözlerine Beni de Götür kitabını ilk elime aldığımda, kapağından sızan hüzün beni içine çekerken, adeta