Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
en çok hasreti yakar oldu bahar cemreye aldanmış badem ağacı gibi geceden başladı kar baharın ve yazın hayali hazan oldu dal dal döküldü tomurcuklar umut diyor gönlümdeki güneş belki bir başka vakit çiçek çiçek yanar kar.. seni düşündükçe azalıyor içimdeki ben yabani otlar sarıyor ayın etrafını halesinde mor menevşeler düşlerime düşüyor
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Düşüp yatağın dalgalarına Günlerce sürüyor bu yolculuk, Durmadan akıtıyor bir oluk Korkuyu sükûtun mezarına. Ve delirmenin tatlı vehmini Sessizlik odama dolduruyor, Kargam hâlâ başımda duruyor
Sakın Şaşırma
Sakın ŞaşırmaOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20235,4bin okunma
Reklam
Gidip, gidip gelmede aynı his, İskeleye ulaşmıyor çıma. Dikiliyor ansızın karşıma Boynum kalınlığındaki ceviz. Kardeşini öldürüyor Kabil, İçimde bir yalnızlık duygusu; Ölüm kadar uzun yaz uykusu, Sıkıntı ile geçilen sahil.
inanasım gelmiyor, akıllanmışım sanki "o" bende ölmüş ve ben bu yüzden yorgun, suskun ve bomboşum … “O" bendeki adam ne olduysa ansızın gözümde başkalaştı, değişti sanki gece, soğuk elleriyle takatsiz ruhumu alıp gitti.
Şiir listeme girdi .
seni istiyorum ve biliyorum ki gönlümce kucaklayamayacağım sen, aydınlık ve el değmemiş gökyüzüsün ben, bu kafesin köşesinde bir kuşum, tutsağım karanlık ve soğuk parmaklıklar ardından hasret dolu gözlerim, bakıyor yüzüne hayranlıkla bir elin uzanışını düşünüyorum ve ansızın kanatlanmayı sana …
-tutsak-
seni istiyorum ve biliyorum ki hiç kucaklayamayacağım seni gönlümce sen, o aydınlık ve tertemiz gökyüzüsün ben tutsak bir kuşum bu kafesin köşesinde soğuk ve karanlık parmaklıklar ardından hasret dolu gözlerim bakıyor yüzüne hayranlıkla bir elin uzanışını düşlüyorum ve ansızın kanatlanmayı sana bir gaflet anında düşlüyorum bu sessiz zindandan kanatlanıp uçmayı tebessümle bakarak gardiyanın gözlerine senin yanında hayata yeniden başlamayı düşünüyorum ve biliyorum ki hiç gücüm yok bu kafesten kurtulmaya gardiyan göz yumsa bile nefesim yok kanatlanıp uçmaya
Reklam
Sözün Dili
Düşlerimizi neden yok ettiler? Görüyorsun yeniden yok ediyorlar? Gece neden iner Böylece Ansızın Perdeleri çeker Ruhumuzun pencereleri üstüne Filizlendiği zaman Onunla aşkın bitkileri Yaşamda çınlar Sadiye Mafrah / Kuveyt
Sayfa 50 - Hayal YayınlarıKitabı okudu
pasaj
Şiir sözcükleri dökülür apaçık bir arzuyla Ansızın nasıl geldin gözlerimden? Latife Kari / BAE
Sayfa 11 - Hayal YayınlarıKitabı okudu
Şairin şiiri şirinine şiir
Bir susturuculu tabanca Cereyan etse birden O anki hislerin hepsi birden Belki diğer adıdır şiirin. Her şiirin değil, Her şiirin değilse Diğerleri şiir midir? Aklı bulandırmadan Devam etsek daha iyi midir? Görünce aniden Vurulmuş hissi veren Bidaha hatırlayamama korkusunu Derinlerde hissettiren Ansızın gelen ezberleme çabasına Engel olamayış Kurşundan kaçamayış Anlamın yarattığı büyüklükte kayboluş Tabancada şiir ateşlermiş Bazı şiirler kurşunmuş Üç kelimenin anlattığını Bir tomarda yazdığını Farkedip silende Heralde şairmiş "Bir susturuculu tabanca" ......
ŞAYET AŞK Şayet aşkın tohumu Düşmüşse gönlüne Suyunu esirgeme Aşkın hakkını yeme Pişman olursun ömrünce. Sana gölge verecek dallar Fışkırır ancak gençlikten Büyüt bu fidanı ey genç Hazır yeşermişken! Ne demek istediğimi Ömrünün ortalarında Ansızın anlarsın Alkol kana yayılınca
Reklam
Sessiz Senfoni
Ellerin vardı, sıcak ve masum. Ellerin, hayal gibi, düş gibi... O zaman talihime yardı ellerin. Beyaz bir gecede, iki kuş gibi, Omzuma nasıl da konardı ellerin? .. Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir? O değirmen altı, o zümrüt koru, İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer, Ya o çapkın çapkın kestanecikler! ... Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe, Kanardı
“bir gece ansızın ikimiz kadıköy’e geçip lirikaptal şiirleri, metne taparları, kiralık ajanları, tefecileri bunları geçip yüksek lisansı geçip doktorayı güzellik ve asr-ı saadet üzerine yapıp”
Sayfa 12
Tanrıların Doğuşu
Tanrıların adı yoktu, doğası yoktu, geleceği yoktu, işte o vakit Sürüklenip gelmiş çamurlarla dolu suda, Apdu'dan ve Tiamat'tan, ansızın, Tanrılar yaratıldı:
Sayfa 6 - BABİLKitabı okuyor
Hüzünperest
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım arzularımın yaprakları sararırdı birer birer gözlerimin güneşi soğurdu acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı gözyaşlarım yağmur misali eteklerimi boyardı âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert. benim ezgim... kırık dökük, rüzgâr sesi gibi keder kokusu dõkerdi yorgun gönüllere. önümde: genç bir kışın acı çehresi ardımda: yazı birbirine katan zamansız bir aşk göğsüm: hüznün, acının, evhamın mahalli güz gibi olsaydım keşke
Sayfa 106
Buluşur çok uzaktan ellerimiz Ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.