Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı adamlar için yaşamak ne kadar zorlaşıyor farkında mısın? Hayatında ilk kez gittikleri bir devlet dairesinde cesaretini toplayıp da, asık suratlarıyla masalarının arkasında siper almış memurlara ne yapmaları gerektiğini soramayan adamlardan söz ediyorum. Saatlerce bekleyip de kendisine bir türlü sıra gelmediği halde, bunun sebebini sorma cesaretini bulamayan adamlar için gün geçtikçe her şey zorlaşıyor. ... "Orta iki terk" adamlar bunlar, sabah evden çıkarken saçlarına limon sürenler, radyodan haber dinleyip reel-politikten habersiz olanlar, annelerinin seçtikleri kızlarla evlenenler, sigarayı azaltarak bırakma duygusundan vazgeçmeyenler, çocuklarına kendi tuttukları futbol takımını sevdirebilmek için çabaya girişenler, yıllardır sakladıkları deftere şiir niyetine şarkı yazanlar. Oturdukları apartmanın kapıcısından bir şey istemeye utanan adamlardan söz ediyorum. Bakkala kendi gidenler, faturalarını kendisi ödeyenler. Yaşamak nasıl da zorlaşıyor bu adamlar için.
Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş yorgunluk ve telâş. Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler düşünerek. Zayıf. Korkak. Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam — Galip Usta — tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur: «Kâat helvası yesem her gün» diye düşündü 5 yaşında. «Mektebe
Reklam
Aşk Pazara Düştü Aşk pazara düştü gülüm Tezgahlara düştü aşk Ucuz şarkılara düştü Kötü şiirlere düştü aşk Bir gece yarısı Bir kadının elinde gül oldu sokağa düştü Bir damla gözyaşıyla yere düştü Aşk tezgahlara düştü gülüm Hesaplara düştü aşk Kanayan bir kalbin içinden ortaya düştü Aşk haberlere düştü gülüm Manşetlere düştü aşk Aşk pazara düştü gülüm Tezgahlara düştü.
Sayfa 125
Ülkeye tez giden ayaklarımla varıyorum Kanım temizliği seven bir kolla atılıyor durmadan Yıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibi Serin ve ürpertici gövden Yaklaşmaktasın ve /çok yakınıma taşıdığın / güller Sana canı gönülden aşık oldum meleğim Kollarına gümüş bilezikler düşündüm Dost buldukça onlara Kalın kaşlarını övdüm
Sayfa 14
Nasıl olsa gözaltına alınır bir gün bu memlekette adam oluşum.
Sayfa 113Kitabı okudu
Nefretin de Aşkın da Şimdi senin nefretin de aşkın da Olmadan hayatım anlamsız oluyor benim, Aşkını ödedim gözyaşı ve iç çekişlerle Yatışmaz nefretini neyle ödüllendireyim. Arkandan hep ağlamamı istiyorsun Ve kalbimi ebediyen parçalanmış görmeyi Bir işkence ki kıyısız, derin bir acı Sesinde öfke olmadan seni unuttum diyorsun.... Veronica Micle, dünyada adına belki de en çok şiir yazılan kadınlardan biri. Kendisi de aynı zamanda şair ama Romanya’da ve dünyada şairliğiyle, kısa hikâyeleriyle, tercümeleriyle veya piyano resitalleriyle değil yaşadığı büyük aşkıyla tanınıyor… Âşık olduğu adam öldüğünde tabutun içine bir demet çiçekle beraber kendi el yazısıyla bir not koymuş. “Beni unutma” yazıyormuş o notta.. Ölmüş bir adamdan kendisini unutmamasını istiyormuş. Aslında bu, beni orada bekle, geliyorum yanına demekti bir bakıma. Ve evet, çok kısa bir süre sonra öte dünyaya, sevdiğinin yanına gitmek için Veronica Micle intihar etti. Sevdiği adam 15 Haziran 1889‘da öldü, Veronica Micle ise bundan kısa bir süre sonra 3 Ağustos 1889’da intihar ederek öldü. Daha henüz 39 yaşındayken sevdiği adama kavuşmak için intihar ederek bu dünyadan göçüp giden genç bir kadın… Veronica Micle’nin büyük aşkı, Romanya’nın en büyük şairlerinden biri olan Mihai Eminescu’dan başkası değildi…
Reklam
Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni yırtılan ipek sesiyle; Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye, kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak... Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle. İmânı olan kimse gebermez bu ölümle: Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.' Davransana... Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana... Sen
Ve nasıl da çok sevdim seni dedim toprağa Her yağmurdan sonra toprak gibi koktu kalbim Yazmadığında bir adam bana onu dinle dedi O adamı da sevdim adını: sırdır Sonra huzurundan indi adını toprağa gömdüm.
Enis BaturKitabı okudu
Ne şairdim..... Ne adam akıllı bir aşık oldum. Acının omurgasıyım ben, Bu yazdıklarım şiir değil, İç kanamalarım. Ne zaman.... Adımı anmaya kalksa aşk, Dili sürçtü, Unutuldum.... ~Seçil Oğuz
Reklam
... Yorgunum: az önce bitirdim bir günlük öyküsünü dünyanın Yorgunum: az önce düşündüm bileklerimin üzerinde ince bir çizgi Yorgunum: bu yüzden ‘bu vefasız alemi’ dinleyerek şiir yazmayı Yorgunum: bir kalbiniz vardır, onu dinleyiniz diyen adam kadar ...
Bir kızla tartışırken onun gözlerine iyi bakın. Eğer gözleri doluyorsa üzmeyin onu. Birazcık adam olun. Sarılın...
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna. Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan. Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.