-İnsan dediğin, yaprak yaprak dökülen bir umut ağacıdır.-
İçi umut dolu olmayan,
Ya çöl ortasında fırtınaya yakalanır,
Ya da kış ortasında dımdızlak kalakalır.
Tekrar tekrar umutlanmak döngüsü insanoğlunun kaderidir.
Umudun tükenmesi, yaşama sevincinin bitmesi, ölümlerin en sessizidir.
.
-Umut, insanın yıkılan en son kalesidir.-
Ne uyur, ne yorulur, gezinip durur.
.
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir, Tahsin Özmen
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
-bazı çocuklar;
günaydını uyandıkları için değil,
yaşadıklarını belirtmek için derler-
.
-el bebek gül bebek davranmaz onlara hayat,
ekmeğe bal-kaymak değil,
canım acıları katık ederler-
.
velhasıl,
-boyunları hep büküktür,
boynuna kimsesizlik kimliği astığımız çocukların.-
Kabuslar yaşatıp,
Uykusunu böldüğünüz çocuklar da
Tanrı da sizi affetmez.
Rıfat Ilgaz dediğimde aklınıza ilk ne gelir? Tabii ki
Hababam Sınıfı! İtiraf ediyorum okumadım ama çok izledim. Benim gibi sizlerin de izlerken kahkaha ile güldüğüne eminim. Peki Rıfat Ilgaz Hababam Sınıfı'nı neden yazmış ve nasıl bu kadar güldürebilmiş, biliyor musunuz? Buyurun cevabını kendinden dinleyelim.
Soru: ‘’Nasıl bu
Kovit sevdiklerimizi, yakınlarımızı bir bir bizden alırken, hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek ne acı değil mi? Ama hayat devam ediyor. Ölenle ölünmez diye bir söz vardır. Biz geride kalanlar da bu söze uymak zorunda kalıyoruz. Evet zor da olsa insanlar hayatlarına kaldığı yerden devam ediyor. Neden böyle bir giriş yaptım ben de bilmiyorum.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Ahh Gülendam, ne güzel hayallerin vardı gelecekle ilgili. Haydar'la bir yuva düşlemiştin. Her ne kadar Haydar, "Ben devrimci oldum" dese de sen hayallerinden vazgeçmedin. Haydar da hayallerinden vazgeçmedi, her ne kadar abisi "Lan oğlum biz çalgıcıyız, çalgıcıdan komünist olur mu, devrimci olur mu?" dese bile. Ama hayat
¶¶Nasıl olur da insanlar bu kadar yüzeysel ve sığ yaşar;hissetmekten, gerçek duygulardan uzak. Benim gördüğümü onlar neden göremiyor? ¶¶(Arka kapaktan)
Elif Doruk
Bir şiir kitabına inceleme yazmak hayli zor ve meşakkatli bir iştir. Böyle düşünürken bir şairin kaleminden kağıda düşen mısralara hayran olmamak elde değil.
Belirttiğim üzere erkenden
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Geçenlerde Cemal Süreya bir kez daha kurşuna dizildi, bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu kurşunları atanların çoğu da arkadaşımdır, sevdiğim
Aklıma düştü gözlerin
Boynumu büktüm ağladım
Elveda dediğin yerin
Yanına çöktüm ağladım.
Anılar gezdi kanımda
Seni aradım yanımda
Tesbih gibi her anımda
Hasreti çektim ağladım.
Her seven boyun eğmiş
Ayrılık ne yaman şeymiş
Gözden yaş dökmek neymiş
Gözümü döktüm ağladım.
İçim garip gönlüm darda
Gözlerim karşı duvarda
Ben her akşam aynalarda
Yüzüne baktım ağladım.
#Serdar Tuncer