Ve bir kasım akşamı bir sokağın köşeşinde narin bir kız çocuğu bir dolu kasımpatı satacak ve yıldızlar olacak eski, yeşil ve buz gibi -Birileri ağlayacak kim bilir nerede -kim bilir nerede -Birileri bu dünyada kasımpatı arayacak benim için geri dönüşsüz olarak gitmem gerekeceği zaman
Sayfa 36·Kitabı okuyor
SIYRILIP GELEN
Soluk bir ay dolanıyor kentin üstünde her gece Her gece bilge bir gezgin tavrıyla adımlıyor yolunu Güz yanığı bir durgun sessizlikle örtülü her şey ve yırtılmış bir tül gibi savrulup duruyor zaman Suların sesini dinle şimdi ormanın fısıldayışlarını usulca yarılıyor dağların göğsü bir aşkı dinlendirmek için Ve gözleri uzak yamaçlarda aranıp dururken bir şeyleri sessiz ve sakin beklemekte bekledikçe bileylenen yürek Belli ki dağların, denizlerin ve göllerin üzerinden sıyrılıp gelmektedir seher Belli ki yakındır doğayı ve hayatı sarsacak saat
Sayfa 45 - ben hep şiirleri hislerimle pâre pâre ederim bilirsin. bak şimdi, tüm. kesik yoksa kesilemez demektir. ihtimâl dahilinde bile değil.·Kitabı okuyor
Reklam
Gece şimdi, Bir bekçi düdüğünün bıraktığı uğultu. Paslı yaylar, kuzgunlar, çöp yığınları, Bavullarda oradan oraya taşınan hasretler, bizim bura. Kırmızı bir sedirde uzanıp/uyuyup, Başka bir ülkenin sabahına uyandırır bizim bura. Uykuysa, aklıselim düşleri bozbulanık eder. Sonra siler. O an paklar bizi hasretin soğuk sabunu. Unuturum sanırım her şeyi, Düşüncelerim, "kavgayı" yanlış yerden anlayan rejim karşıtı işgalci gibi basar beynime ağrıyı. Geriye ne mi kalır? Paslı bir yaşam kalır, Çivisiz duvardan dökülür kalır. Ve ortasında adını unutmuş bir bahçe kalır.
sokaklar kayıp çocuklar gibi hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın
Sayfa 26·Kitabı okuyor
Seven insan böyle sessiz mezarlık gibi durur mu ? Nasıl yaşanır böyle ? Nasıl unutur insan canından can bildiğini ?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.