Beyaz bir gül açtı solgun sabaha,
Utanır gibi bakıyor toprağa.
Yanında papatya, rüzgârla serin,
Gönlünde gülüş var, gözlerinde derin.
Papatya susar çoğu zaman, içe konuşur,
Beyaz gül gülerken kalbiyle buluşur.
İkisi de beyaz, biri durgun bir ay,
Diğeri gündüzün en saf alay.
Aynı bahçede, farklı özde
Biri düş, biri düşten kalan sözde.
Gül bekler, ağır ağır solmayı,
Papatya seyreder göğü, dolmayı.
Ama bir sır var onların halinde,
Ne fısıldar biri, ne öbürü dile.
Zıt gibi dururlar, aynı kökten gelir,
Gül kokar, papatya rüzgârla delir.
İşte uyum bu: Ne aynılar, ne uzak,
Kalpten kalbe bir yol, ne taş ne toprak.
Ne bir sevda hikâyesi, ne kader oyunu
Sadece beyazın, iki dilde uykusu.