Kadın hareketinin belki de en net bir şekilde dile getirildiği ve bu alanda önemli kitaplardan biri olma özelliği taşıyan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un kaleme aldığı, feminist yaklaşımın her ne kadar derinlerde irdelense de okumanın belki de en kolay olduğu kitapların başında yer almaktadır. Bu denli kolay okunup anlaşılmasının elbette
Yazarlık Yolunda
1. Yazı hakkında öğrendiğiniz her kuralı not edin. Bun- lar, "bir cümleye daima büyük harfle başlayın" ya da "hikâyede ilk olarak zamanını ve mekânını hatasız olarak kurgulayın" gibi her türlü kural olabilir. Bu kurallardan ya en çok ya da en az hoşunuza gideni seçin ve o kuralı çiğneyin. Bir şiir, hikâye ya
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Merhabalaaaar!
Oruç Aruoba, 1948 yılında Kocaeli'nde doğdu. Felsefe ve psikoloji eğitimi aldı. Yazar, şair, akademisyen ve felsefeci olarak tanınan Aruoba, birçok önemli esere imza attı.
Eserlerinde varoluşsal kaygılar, kimlik arayışı, yalnızlık ve yabancılaşma gibi temaları ele alan Aruoba, yalın ve akıcı diliyle okurların beğenisini
Bu ruhsuz ölümlü şehir,
Yine bana zehir bugün.
Ve akşamı zor getirecek bir yaşlı ruh,
Sanki gencecik hâlimin göz altlarında mahsur.
Beni tüketen ve üzerime bir leş hava,
Bu ruhsuz ölümlü şehir ne zaman ölecek acaba?
Çok konuşanlar boşa dolduramıyorlar,
Hep konuşması gerekenler susuyorlar.
Ve bugünde biraz daha beynim uyuşuyor,
Ve hep aynı
Düşünce evrensel olduğu hâlde duygular toplumlara hastırlar. Yabancı bir dille düşünmek, o dilde hissetmekten çok daha kolaydır. Bunun için de hiçbir sanat, şiir kadar ısrarlı bir şekilde millî değildir.
Dante'nin şiir yazmayı öğrenen bir kişiye Shakespeare'den daha az zarar vereceğini söyleyebilirim. (...) Eğer Dante'yi taklit eden kabiliyetsiz bir kişi iseniz en kötü ihtimalle alelade ve sıkıcı bir dil kullanırsınız. Eğer kabiliyetsiz olduğunuz hâlde Shakespeare veya Pope'u taklit ederseniz çok gülünç bir duruma düşersiniz.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin.
_Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur.
_Sağlıksız bir zihinle ne
Edebiyat sınavlarının en beylik sorusudur: Şair burada ne demek istemiş? İşin aslını ararsanız, tarih boyunca hiçbir şair, yazdığı şiirlerde ne demek istediğini kendi de bilmemiştir. Şiirde anlam aramak, evin duvarlarına renk beğenmek için bir resim sergisi gezmekten farksızdır. Çünkü, şiirde anlam arayanlarla duvar örüp ufku daraltanlar aynı sığ suların balıklarıdır. Şairin derdi bir şeyler anlatmak olsa kâğıda düzünden girer, yani düzyazıya başvururdu. Bir şiir üzerine elbette konuşulur, düşünce belirtilir. Ama aynı şiir hakkında birbirinden farklı olan düşünceler arasında bir puanlama yapılamaz.
Herkese merhaba dostiklerim. Bugün size bir farklılık yapıp şiir kitabı önerisiyle geldim. Kitabı ben yarım saat içerisinde okudum ama şiirler gerçek anlamda derin duygular ve düşünceler içerisinde yazılmış şiirlerdi. Birkaç şiiri sevdim hatta aşağıya bir taneyi ekleyeceği bazı şiirler bana pek hitap etmese bile ikinci okuyuşumda anlayacağımı düşünüyorum. En yakın zamanda tekrar okuyacağım. Birkaç şiir maneviyat üzerine yazılmış tasavvufi şeyler barındırıyordu. Bu tarz şiirleri okumayı seviyorsunuz bu kitap tam size göre
Hiç ve Her ŞeyBülent Özdemir · Şule Yayınları · 2018301 okunma
Bu masada şiir var,bu kağıtta bu mürekkepte;sokaktan geçen arabaların titreşiminde ve karşı kaldırımda kasabın tabelasını boyayan ustanın ufacık, gülünç ve kaba saba hareketlerinin her birinde de şiir var. İç duyum beş duyuma öylesine hükmediyor ki.
Peygamber (s.a.v.)’in Kâ’be yakınında yalnız başına oturduğu haberi geldi. Utbe hemen meclisten ayrıldı ve Mescid’e gitti.
Peygamber’e: “Ey kardeşimin oğlu!” dedi, “Sen, bildiğin gibi kabilenin soylularındansın ve senin soyun sana şerefli bir konum sağlıyor. Fakat sen halkına ciddi ve tehlikeli bir mesele getirdin, bununla onları birbirinden
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi
aşkımızın göğsüne
yadırgı hüzünleri
kaypak bir çamur olan mayamız
kinle bereketlenmektedir.
Uyuyan bebekleriyle
üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp