Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Sayfa 1618Kitabı okuyor
Benim böyle marifetlerim yoktu. Ayhan bile, bir mızıka bulmuş, aylarca uğraştıktan sonra, bir marş çalmaya başlamıştı. Ben de okuduğum kitaplardan bahsederdim onlara. Nedense kimse ilgilenmezdi. Nihat’ın yazdığı kötü şiirleri beğenirler, benim okumak istediğim şiirleri dinlemezlerdi. Okula şiir kitapları taşırdım; büyük bir kısmını da zaten ezbere bilirdim. Gene Nihat’ın şiirleriyle başa çıkamazdım. Çünkü Nihat onlar için özel şiirler yazardı. Şiirin mısralarının baş harflerini yukarıdan aşağıya okuyunca kızınızın adı çıkardı. Bu şiirlerin kötülüğüne inandıramazdım onları. Harfleri yukarıdan aşağı hecelerken sevinçten tepinirlerdi: SEVGİAYHAN. Bir şiirde daha ne yapabilirdi insan? Ben o sıralarda Istrati’yi, Gorki’yi filan okuyordum. Onlara, realist edebiyatın gerekliliği hakkında nutuklar çekiyordum. Benimle alay ediyorlardı; hizmetçi kızlarla ilgilenmek gibiydi realist edebiyatı sevmek onlar.
Sayfa 147 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Reklam
Erbain. İsmet Özel’den okuduğum ilk kitap. Erbain; 238 sayfadan oluşan güzel bir şiir kitabı… İsmet Özel’i, şiir düzeyinde çok okudum ancak kitap düzeyindeki ilk okumayı Erbain ile yaptım. Öncelikli olarak kitaba adını veren “erbain”e bakalım. Erbain; “Rumi takvimde 22 Aralık'tan 31 Ocak gününe kadar süren kırk günlük kış dönemi” olarak
"Çoğunlukla Veli'nin şiirleri öylesine kısa ve her telden çalıyor ki ben okur olarak, onun böylesi bir yalınlığa cesaret etmiş olması karşısında diz çöküyorum."
Her şairin sancısı bir noktada ortak anladığım kadarıyla.
Kendi şiirlerimi bir okuyucu gibi okurum. Özellikle yayınlandıktan sonra. Başka şairlerin getirdikleri şiirleri okuduğum gibi. Ben de şiirimin bir okuyucusuyum. Tabii öteki okuyucularla önemli bir farkım vardır: onlar okuduklarıyla vehmederler... Bense anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum kendi şiirimi. Onun hatıraları bendedir.
Ama ben yine en çok çocukluğumda öldürüldüm. Beni çocukluğumda en çok da sevdiklerim öldürdü. Başka biri olduğumu anlamazlıktan gelerek, okuduğum şiirleri dinlemeyerek, hayallerimi ciddiye almayarak, heyecanlarımı küçümseyerek, çelimsizliğimle alay ederek, özgürlüğümü yok sayarken aşırı sevgiye boğarak, kendim olmam için yola çıkmaya çalıştığımda yola çıkma arzularımı hoyratlıkla ezerek öldürdüler.
Sayfa 162 - GENDAŞ KÜLTÜRKitabı okudu
Reklam
Her okuduğum cümlesinde hayranlığım daha da artıyor
Cebime doldurduğum harflerle gelmiştim ben. Sen o hayaldin, yaz topraklarından engin. Şarkısız zamanlardı. Okunaksız yazımı okunur kılmıştın.
Kendi şiirlerimi bir okuyucu gibi okurum. Özellikle yayınlandıktan sonra. Başka şairlerin getirdikleri şiirleri okuduğum gibi. Ben de şiirimin bir okucusuyum. Tabiî öteki okuyucularla önemli bir farkım var: onlar okuduklarıyla vehmederler. Şiirden aldıkları, büyüttükleri kendi içlerindeki bir kabiliyettir. .. Bense anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum kendi şiirimi. Onun hatıraları bendedir.
Kendi şiirlerimi bir okuyucu gibi okurum. Özellikle yayınlandıktan sonra. Başka şairlerin getirdikleri şiirleri okuduğum gibi. Ben de şiirimin bir okuyucusuyum. Tabiî öteki okuyucularla önemli bir farkım vardır: Onlar okuduklarıyla vehmederler. Şiirden aldıkları, büyüttükleri kendi içlerindeki bir kabilliyettir. Gördükleri eğitimle ve meslekleriyle de ilgili olarak çoğalmış veya eksilmiş hatta bitmiş bir kabiliyet. (Okul kitaplarındaki bir kaç gazel kaside koşma ve istiklal marşından başka şiir okumamıştı. 1950'lerden sonra rahatlıkla politikaya atıldı. Bakan, belki hatta başbakan bile oldu. Pek yaşamadı.) Bense anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum kendi şiirimi. Onun hatıraları bendedir.
Mustafa Kemal'in dönemin "vatan ve hürriyet" şairi Namık Kemal ile "Türkçü" şairi Mehmet Emin Yurdakul'un şiirleri ile tanışmasında Ömer Naci'nin etkili olduğu bilinmektedir. İdadi'de, Namık Kemal'i tanımak, duymak, onun gizlice elden ele dolaşan vatan şiirlerini bulmak, okumak işini Hatip Ömer Naci sağlamıştır. Atatürk, sonradan 14 Eylül 1931'de yaptığı bir konuşmada Mehmet Emin Yurdakul ile ilgili şunları söylemiştir: "Şair Mehmet Emin Yurdakul'un ilk kez Manastır Askeri İdadisi'nde öğrenciyken okuduğum 'Ben bir Türk'üm, dinim, cinsim uludur' dizeleriyle başlayan manzumesinde bana ulusal benliğimin gururunu tattıran ilk anlatımı bulmuştum…"
Sayfa 40 - Truva YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında
Sayfa 1618 - 1 Temmuz [1957], BalçikKitabı okudu
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut İçim dışım deniz Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda Budak budak Şerham şerham ihtiyar bir ceviz Ne sen bunun farkındasın Ne polis farkında
Sayfa 1618Kitabı okudu
Ben oturmuş, masallar okuyorum: Leyla'ya değil, kendime. "Bir varmış, bir yokmuş," diye başlayan, "Gökten üç elma düştü: biri size, biri bana, biri de masalı okuyana; diye biten güzel masallar. İyi günler, iyi günler, "Onların geleceği yok," diyenin ağzı kurusun.
Sayfa 1432Kitabı okudu
Ben oturmuş masallar okuyorum: Leyla'ya değil, kendime. "Bir varmış, bir yokmuş," diye başlayan, "Gökten üç elma düştü: biri size, biri bana, biri de masalı okuyana," diye biten güzel masallar.
Sayfa 831Kitabı okudu
Resim