İş Bankası Kültür Yayınları'nın çocuklara şiiri sevdirmek için hazırladığı bu kitap karne hediyesi olarak dağıtılmıştı. Kütüphaneden kitap alırken ben de bu kitabı aldım çocyklarla birlikte okumak için. Evde de aynısı olmasına rağmen okumamıştım şimdiye dek. Demek ki bu kştabın yeri ve zamanı bu zamanmış:)
Şairler doğum tarihlerine göre sıralanmış. 1867doğumlu Tevfik Fikret ile başlayıp 1977 doğumlu Onur Caymaz ile bitiyor kitap. Şairin kısa bir özgeçmişi ve ardından bir şiirine yer verilmiş. 78 şair var. Çocukların şiiri sevmeleri, aralarından en sevdiklerini bulmaları, üzerinde konuşabilmeleri, aynı konuyu işleyen şairler içinde bir kıyas yapmaları bakımından önemli ve güzel buldum.
Ama görünmez neyin yittiği, merakın ne olduğu
görünmez geçmişin tortusu giysilerin dokusunda
giyeni bir zırh gibi koruyan şimdiki zamana karşı
görünmez ilk fırtınada ne olacağı o üç dala
-Kemal Özer-
Benden zarar gelmez
Kovandaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünya ortasında.
-Rüştü Onur-
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş bir de ömrümüz.
Su serin,
çınar ulu,
ben şiir yazıyorum,
güneş sıcak,
çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
-Nazım Hikmet-
Eser şiir ve öyküyü harmanlayarak karşımıza çıkıyor. Bazı öykülerde şiir felsefeyle buluşuyor, bazılarında resimle,bazen bir kuşun kanadıyla,bazılarında ise oyuncaklarla... Şiir her yerde mesajını çok güzel veriyor . Bazı konuşmalar şiirlerle aktarılmış. Sanki günlük hayatımızda şiirlerle yolculuk yapıyoruz da şiiri görene kadar anlamıyoruz o yolculuğu. Yer alan aforizmalar hoşuma gitti. Şiiri ve öyküyü seviyorsanız kesinlikle okumalısınız.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Ahmet Muhip Dıranas/ Serenad
Yolculukta, insan döner döner yalnızlığını severmiş.
Sayfalar arasında dolaşırken insan, kelimelerin derinliğinde ki yalnızlığını
severmiş. Bir fincan çay eşliğinde, şiirlerle seyir halinde, düşünceleri sessizlikte
kaybolurmuş. Kim bilir, belki de en derin düşünceler, en güzel kelimeler
sessizlikte bulunurmuş. İnsan, yalnızlığın içinde
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
Ataol Behramoğlu
Yaş otuz beş ! Yolun yarısı eder,
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Otuz Beş Yaş Şiiri / Cahit Sıtkı Tarancı
Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar
Tarihe karıştı eski sevdalar:
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola bir sağa çoban çeşmesi!..
Faruk Nafiz Çamlıbel
Ot dergisinin şiire ayırdığı özel sayısı var elimde. Kimler yok ki. Nilgün Marmara ile başlıyor yolculuk. Şairin hayatından kısa kesitler. Dostları,yaşamı,şiirlerine ilişkin ilginç ayrıntılar…
Sonra Orhan Veli ve Ahmet Hamdi Tanpınar var. İki arkadaşın kayık sefaları. Orhan Veli’nin son anlarına Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tanıklığı.
Şiir olur da