"ya kalbim bir gün artık çarpmazsa?" diye sordu momo. "o vakit, senin için zaman da biter, çocuğum" diye cevapladı hora Usta. "bunu şöyle de açıklayabiliriz: zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin." "ya öbür tarafta ne var? " "işte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. ama artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın."
Tanrı bunu neden yapmıştı? Geceler uykuya, bilinçsizliğe, direnişe, her şeyi unutuşa ayrıldığına göre, onu gündüzlerden daha güzel, şafaklardan, akşamlardan daha hoş yapmak nedendi? Sonra niçin bu ağır, bu baştan çıkarıcı, bu güneşten daha şiirli, bu öylesine kapalı olduğu için gün ışığıyla aydınlatılamayacak kadar minik ve gizemli şeyleri aydınlatmaya adanmış gibi görünen yıldız gelip de karanlıkları böyle saydamlaştırıyordu? Neden şarkıcı kuşların en beceriklisi ötekiler gibi dinlenmiyor da karanlık gecede şakıyordu? Dünyanın üstüne atılan bu yarı perde nedendi? Yüreğindeki bu ürpertinin, ruhundaki bu coşku, vücudundaki bu bitkinliğin nedeni neydi? İnsanların yataklarında olduklarına ve hiçbir şey görmediklerine göre bu büyüleyici güzelliğin bolluğu nedendi? Bu olağanüstü gösteri, gökyüzünden yeryüzüne serpilmiş şiirsel bolluk kimin içindi?
Sayfa 60 - CemKitabı okudu
Reklam
Hora Usta
"Zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin."
Sayfa 178
Geceleri dinlemesi çok güzel
Kuan-Var youtu.be/1Fn7czCmVwc?si=...
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
Çok Şükür Şiiri
Şiiri biraz okuyunca direkt Ahmet Kaya'nın sesini duyuyorsunuz :D
mahûr şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahûr beste çalar müjgân’la ben ağlaşırız gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız o mahûr beste çalar müjgân’la ben ağlaşırız bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı gittiler akşam olmadan ortalık karardı o mahûr beste çalar müjgân’la ben ağlaşırız bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara simsiyah bir teselli olur belki kalanlara gün döndü geceler uzar hazırlık sonbahara o mahûr beste çalar m üjgân’la ben ağlaşırız
Geceler mi uzun Ben mi yoksulum Ekmek, şarap ve şiirle Geçiyor günüm
Sayfa 451Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.