Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
İnsanoğlunun ya da insan kızının doğası gereği olmuş ve olabilecek her şey hakkında yorum yapmak ister ve yapar. Sokaktaki insanlara, ünlü sanatçılara ya da oyunculara, futbolculara, devletin yüksek mevkiye sahip kişilerine; kısaca insanın bulunduğu her yere gidin. Örneğin elinizde bir saat götürün. Hepsinin de o saat hakkında yorumu vardır. O ana
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
İyi geceler sevgili okurlar.
Biraz sohbet edelim mi? -Cevabınızı evet kabul ediyoruz. :)-
Bu gönderiyi paylaşmamızın ana sebebi haklı olarak şu sıralar gerçekten çok sorduğunuz IOS uygulaması ve Android uygulamasındaki hatalar. Sevgili okurlar, IOS uygulamamız şu anda çok hızlı bir şekilde geliştirilmektedir. (Giriş ekranı ekran görüntüsü:
Yıl 1943. Cani Hitler ve Nazi canavarları Polonya' nın, Auschwitz toplama kampında. 15 Nisan 1934 doğumlu, 9 yaşındaki Schmuel' de bu kamptaki esirlerden sadece biri. Ne tesadüf ki yine 15 Nisan 1934 doğumlu, 9 yaşındaki Bruno' nun, Nazi güçlerinde asker olan babası da görevlendirmeyle bu kampa gönderileceklerden.
Babasının bu
Okumak Ve Tüketmek-1
Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Marcus Aurelius’un kişiliğiyle ilgili olarak, seferleri sırasında Yunanca tuttuğu rasgele notlardan oluşan ve asla yayımlatmayı düşünmediği Ta eis Eauton (Kendime Düşünceler) sayesinde bazı şeyler günümüze ulaştı. 172 ve 180 arasında derlediği notlar on iki kitapta toplanır ve sanki çevresindeki olaylardan hiç etkilenmeden kendi düşünceleri üzerine yoğunlaşmış bir insanı betimler. Ta eis Eauton kişide, sonraki kuşaklardan derlenmiş bir tepkiler toplamı olduğu hissini uyandırır. Birçok okuyucu bunları gına getirecek denli duygusal bulur ve kitabı saran ölüm takıntısı ve melankoli nedeniyle okuru sıkıntı basar. Marcus Aurelius’un etrafındaki hayatın bütünselliğine gösterdiği samimi ilgi (‘Zira her şey bir şekilde iç içe geçmiştir ve her şey bir diğeri için değerlidir,’) ile kim ne derse desin merhametli ve vakur davranma sorumluluğunu üstlenerek, kötü bir dünyada iyi bir insan olarak yaşama çabasından etkilenenler de vardır. O, senatör sınıfının gözünde kusursuz bir imparatordur ve Roma dünyasından günümüze kalan çok büyük birkaç bronz heykelden onu at sırtında gösteren biri, bu kusursuzluğa özellikle uygun düşer.
Ve Güz Geldi Ömür Hanım
Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak ağzı...
Şu aralar sanırım en çok önüme çıkan ileti başlığı bu.
"Burası insanların kitap okuyup fikir alışverişi yaptığı bir ortam."
"Aptal aptal iletiler paylaşmayın."
"Ne boş insanlarsınız ya, saçma sapan iletilerde ne buluyorsunuz anlamıyorum."
"1000 kitap bozdu eskiden böyle değildi."
Şimdi arkadaşlar,