Ey Sevgili;dudağın sâkîsi âşıklarına öyle bir kadeh sunar ki akla cilâ,kalbe safa,ruha gıdadır.. Bâki
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Sala-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim Nida-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim Rıza-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim Safa-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim Cefa-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim
Sayfa 310 - Şeref Hanım
sâye...
Yıkıntılar arasında darmadağın olan kırıntılardan bir umut çiçeği yaratmayı başarabildiysem de bu yine onun sayesindeydi. Onun hayatına dahil olmaktan başka bir şey yapabildim mi bilmiyorum lakin o bana günün anlam ve önemini bir sevda adına onlarca şiir yazmak için sebepler sunmuştu. Karanlık günlerin ardından doğan güneşin de aslında çiziksiz bir sayfa olduğunu, bu sayfayı kendi istediğim şekilde boyayabilmemin mümkün olduğunu hatırlatmıştı. Her şeyin sonunda yine kalbimi sokacak bir limana sahip olmuştum. Geçmişe gömülü olan yaşantımı yeniden yarınlara yelken açan yaşam arzusuna çevirmişti. Bu günleri görse benimle gurur duyacağını bildiğim Sıla ablanın da şimdi, öbür tarafta beni izleyip sevincime ortak olduğu düşüncesine kapılmama vesile olmuştu. O bana aşk olmuştu ve ben bu aşkı ömür boyu yanı başımda taşıyacaktım.
Sayfa 201 - İkinci adamKitabı okudu
"û hêlînek ji soberîya cûn î qemer a aramîyê di kurtenameya temenê xwe de dixesînim." Di cihoka mejî de wekî çiravekê hemû rabirdûyên min ji antî-depresanîya civakeke genîbûyî pêk tê Êdî bûme dînekî ku ji her tiştî dişewitim û ji asîmanan re, bazkên xwe dirûçikînim ji bo firîneyeke bêderew Jîyan li dara temenekî dilûse dibe qîjeqîja agrafobîkîya bêyom Va ye her kes ji min diweşe Bila biweşe Safî û sayîmayînekê radimûsim Bi tena xwe, ev bes e
Isla☆•°
Başka bir benzerlik daha. Isla da aşık olamazdı yani olabilirdi ama herkes bir Wildling tarafından sevilmekten korkarak yaşıyordu. Lanetleri aşkı bir ölüm hükmüne çevirmişti. Kabul etmek gerekirse pek romantik sayılmazdı. Isla'nın kısmen kısa ve kontrollü hayatında şu ana kadar bir sorun olmamıştı. Henüz. Beş yüz yılı aşkın bir süredir aşık olmaktan korkan Kral ne kadar zalim olabilirdi ki?
ParolayayinlariKitabı okudu
Reklam
Bâki
Sabr eyle dila derdini canana duyurma Can içre nihan eyle veli cana duyurma Sabırlı ol gönül,derdini sevgiliye duyurma Derdini canının içinde sakla ,lakin canına duyurma
Osmanlı İstanbul'undan Bir Mahalle Anlatımı
Tonbalak Ahmed ile Arap İsmail karşılaşmazsalar, mahallede kavga çıktığı söylenemezdi. Tonbalak Ahmed, başında püskülsüz fesiyle, fesinin ibiğine taktığı sarmısak ve nazar boncuğuyla, doğma büyüme semtin meczubuydu. Arap İsmail ise, hariciydi, ablası Arap Zehra Hanım'ın Halıcılar'daki viranesinden sabahın köründe çıkıp, boğuk sesiyle
Sayfa 46 - Ötüken Neşriyat
Mewlîda Kurmancî • Melayê Bateyî
Hemdê bê hed bo Xudayê `alemîn Ew Xudayê da ye me dînê mubîn Em kirîne ummeta xeyr-ul beşer Tabi`ê wî muqtedayê namiwer Ew Xudayê malikê mulkê `ezîm Daye me mîrasa Qur`ana Kerîm
Şüphesiz Ramazan; iradeyi parlatan bir cila, şehvetleri dizginleyen bir engel, dünyevi lezzetlerden uzak kalma yolunda ağır bir riyazet; açlık, susuzluk, hilim, sabır, İffet,vermek, hakkı konuşmak ve batıl şeyleri telaffuz etmemek gibi nefsin hoşlanmadığı şeylere karşı uygulamalı eğitim mesabesindedir.
Reklam
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Mükafatı da cezası da en erken verilen amel sıla-i rahimdir."
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Yoksula sadaka vermek (normal) bir sadakadır. Akrabaya sadaka vermek ise hem sadaka hem de sıla-i rahimdir"
Az Uyku Kazançtır.
Cafer b. Zeyd şöyle der: Kabil'e doğru bir sefere çıkmıştık. Ordunun içinde Sıla b. Eşyim vardı. O gecenin bir vaktinde insanların yanından ayrıldı. Ben de 'İnsanlar hep onun iba- detinden bahsediyor, dur bakalım nasıl ibadet ediyor' diyerek onu izlemeye koyuldum. Önce namaz kıldı, sonra uzandı ve insanların uyumasını bekledi. Ayakta kimsecikler kalmayınca hemen kalktı ve yakınlarda bulunan ormanlık bir alana girdi. Ben de onun peşinden gittim. Kalktı, abdest aldı ve namaz kıldı. Derken bir aslan geldi ve ona yaklaştı. Ben ağaca tırmandım, o da sağa sola 'Biri mi var?' diye baktı. Namaz kıldı ve secdeye kapandı. Ben aslan onu parçalayacak sandım. Namazını bitirip selam verdikten sonra aslana, 'Ey Aslan! Rız- kını başka yerde ara!' dedi. Sonra aslan dönüp gitti ve öyle kükredi ki bu kükreyiş dağlardan yankılandı. Sonra o sabah oluncaya kadar namaz kıldı. Sonra oturdu ve Allah'a öyle bir hamd etti ki daha önce böyle bir hamd duymamıştım. Sonra şöyle dua etti: 'Allah'ım! Beni ve benim gibi olup da senden cenneti isteyenleri ateşten koru!' Sonra da kuş tüyü yataklarda yatmışçasına dönüp gitti. O bu halde iken ben çoktan yorgun düşmüştüm.
Yapılan yıkılır; doğan ölür; hiçbir şey baki kalmaz. Bütün bunlar dünyanın fani oluşuyla ilgilidir. İçimizdeki o bitmeyen sıla özlemi ancak öte dünyayı tanıdıktan sonra bitecek belki.
Resim