Silinen bir hatıra; asıl yük budur işte. Silindikçe ağırlaşır ve kişinin üzerine devasa bir hörgüç gibi oturup kalır.
Sayfa 24 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Hüzün Hizmetçisi
"...Silinen bir hatıra;asıl yük budur işte.Silindikçe ağırlaşır ve kişinin üzerine devasa bir hörgüç gibi oturup kalır.O zaman insan eski günlerini durup neden düşünsün?.."
Sayfa 24 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Unutarak, bu unutuşta bizden silinen kişi aynı zamanda bizdeki kişisel hatırlama gücünü de siliyor; o zaman kişisel olmayan hatıra, bizim için unutuşun yerini tutan kişisiz hatıra uyanıyor.
Silinen hatıra
Silinen bir hatıra; asıl yük budur işte. Silindikçe ağırlaşır ve kişinin üzerine devasa bir hörgüç gibi oturup kalır.
Unutarak, bu unutuşta bizden silinen kişi aynı zamanda bizdeki kişisel hatırlama gücünü de siliyor; o zaman kişisel olmayan hatıra, bizim için unutuşun yerini tutan kişisiz hatıra uyanıyor.
Sayfa 59 - MonoKL Yayınları
Geçmiş günlerimiz gerçekten geçmiş midir? Bıraktıkları hâtıralar büğünün tesirinde değil midir?.. Hâtıralarımız da bizimle beraber yaşar, bizimle beraber değişir. Büğünün dün üzerinde tesiri vardır. Tarihin insanlarını oldukları gibi görebiliyor muyuz? Onları anlamak için kendi hislerimizden, görüşlerimizden uzaklaşabiliyor muyuz?.. Dünkü bize de gene büğünkü bizin gözleriyle bakmıyor muyuz? Hâtıralarımızı yaratan da gene yaşadığımız an, akmakta olan zamandır. İşte akşam üzeri, bir ağacın altında, artık silinen manzarayı görsem bile fark etmeden, kimi benim çağırdığım, kimi de kendiliklerinden üşüşen hâtıralara gönlümü açmış, öyle duruyorum. Sanki yaşamıyorum; etrafımı çeviren her şeyden uzakta, geçmişe karışmış gitmişim. O kadar ki biri gelip yavaşça koluma dokunsa, birdenbire hiç tanımadığım bir âleme düşmüş gibi ürpereceğim, bu günle hiçbir ilişiği olmıyan bir dünyadayım... Vehim! Sadece vehim!.. O hayalleri kuran da, o hâtıralara kendini bırakan da büğünkü ben değil miyim? Geçmişi olduğu gibi görmek hiç mümkün mü? Her an hâtıralarımı kendim yaratıyorum; geçmişteki hiçbir halimi olduğu gibi göremiyorum. Geçmişteki bir günüme, safhalarını en iyi hatırladığım bir güne dönebilsem kim bilir ne kadar şaşırırım; onu sandığımdan büsbütün başka türlü bulurum da ondan. Bir günün hâtırasına ondan sonra gelmiş günlerin izleri eklenir; hiçbir hâtıra saf değildir; hâfızamıza olduğu gibi nakşettiğimizi sandığımız anlar da gene hayalimizin, daima zamanın tesir ettiği hayalimizin yarattığı şeylerdir...
Sayfa 42 - 43, HâtıralarKitabı okudu
Reklam
Silinen bir hatıra; asıl yük budur işte. Silindikçe ağırlaşır ve kişinin uzerine devasa bir hörgüç gibi oturup kalır O zaman insan eski günlerini durup neden düşünsün? Hoş, elinde midir bu onun.
Sayfa 24 - Can Yayınları
“Silinen bir hatıra; asıl yük budur işte.Silindikçe ağırlaşır ve kişinin üzerine devasa bir hörgüç gibi oturup kalır. O zaman insan eski günlerini neden durup düşünsün? Hoş, elinde midir bu onun.”
TÜRKİYE’DE SOSYALİST VE KOMÜNİST FAALİYETLERİ  Hüseyin Nihâl ATSIZ Doktor Tevetoğlu Fethi, 1944-1945 yıllarında, o zamanki Halk Partisi hükümetinin ve onun Milli Şefinin Türkçülük düşmanı seferinde, sanık sandalyesine şerefle oturanlardan biridir. Türkiye’de birçok defa yapılan komünist tutuklamalarında, sanıklar birbirleri aleyhinde bulunup
«Sonra birden o hatıra, Denise'in çağırmadığı o hatıra gözünden yaş getirecek denli net ve canlı bir şekilde çıkageldi. Yves'in gülümsemesi, o beklenmedik tatlı gülümsemesi, bir çocuğunki gibi masum ve ciddi, bütün yüzünü bir anda aydınlatan ve dudaklarının köşesinde âdeta ışıklı bir titreşim bırakarak yavaş yavaş silinen gülümsemesi. Denise bunu o denli yakınında hissetti ki, sanki ona dokunabilirmiş gibi içgüdüsel olarak kollarını uzattı. - İyi ama bu mutluluktu!»
Sayfa 133
Reklam
unutuş hakkında
... Unutuşta bizden silinen kişi aynı zamanda bizdeki kişisel hatırlama gücünü de siliyor; o zaman kişisel olmayan hatıra, bizim için unutuşun yerini tutan kişisiz hatıra uyanıyor... .
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.