Atatürkü tanımam. Böyle kitaplarda anlattıkları kadar biliyorum.
Yine böyle biyografilerinden aşinayım. Söylenenler doğruysa 20-25 yılı cephede geçmiş. Binlerce kişiyle ölüme yürümüş. Siper kazmış, at binmiş, kılıç kuşanmış, süngü takıp yere yatmış, kuzey afrikada kabile ayaklandırmış, düşman hattının arkasına sızmış, taarruz planlamış, anadoludan adam toplayıp yunan kahvehanesine dalmış... bir sürü gerçek iş. Gerçek eylem. Uzaydan biri izlese bile görür. Laf değil yani. Ona atar yaptı buna tutar yaptı değil. gerçek oluşlar.
Anlatılanların ötesinde de bakıyorum, nutuk yazmış. bugün tüm meclisi toplayın, tüm kuvvet komutanlarını ucuca dizin, Nutukun bir bölümünü yazamazlar. neden yazamazlar? çünkü laf dışında bir icraatleri yok hayatları boyunca. O onu dedi, bu bunu söyledi. o ılımlı islamcıymış, beriki ılımsız kürtçüymüş, diğeri türklüğünden ödün vermezmiş... laf. ortada zerre icraat yok. elle tutulur bir tane eylem yok. kendine kürtçü diyenle kendine türkçü diyeni ayıran bir tane rutin yok. biri kafede oturup tablet okşuyor, diğeri de kafede oturup tablet okşuyor. Ama sorsan biri laik diğeri dindar, biri sosyalist diğeri liberal. sahte diplomayla doktorluk yapanları kınıyoruz ama hepimiz kendimize sahte bir isim verip öyleymiş gibi davranıyoruz. türkçü kürtçü dindar laikçi islamcı vs hepsi uydurmadır arkadaşlar. adımın önüne dr. yazmak beni ne kadar doktor yapıyorsa laikçiyim diye kafa ütülemek veya dindarım diye övünmek de beni o kadar farklı yapar.