Belki bu hayali pek ham görenler, şu fikrimi çok uzak bulan lar olur. Onlara verilecek cevabım şudur: «Kaynana - gelin» hırıl tısı ayrılık vakası gibi bitmez tükenmez dırıltılardandır. Ben bu davayı ta çocukluğumda dinlerdim. Hâlâ işitiyorum. Ömrüm var sa ihtiyarlığımda da kulaklarımın bundan boş kalacağına hic şüp he etmem. Şimdi mesele benim evlenmemde, sonra doğacak ço
cuğun kız olmasında mı kaldı? İş bundan ibaretse bu hiç bir şey değil. İşin bu ciheti hayat kanununu ilgilendirir bir iştir. Bütün âlemin her gün evlendiği, bazılarının kız çocukları da olduğu görü
lüyor. Bu hale şaşmak kimsenin aklına gelmiyor da benim şu ha yalime mi şaşılacak?
Bu cevabım doğru görüldüyse şunu da arzedeyim ki, bu ro manda üstünlüğü gelin hanıma kazandırdığımdan dolayı kızımın kaynanası bana gücenir, bundan doğan öcünü de kızımdan çıkar maya kalkışırsa şu hareketiyle kaynanalığını pek yersiz göster miş, onun için de muharrire büsbütün hak kazandırmış olur.