"Çoğu kez yüzlerinde, omuzlarında ve bileklerinde, birer hikaye özeti gibi duran bıçak yaraları olurdu bu tayfaların. Gözlerinde de, bu yaraları açan bıçakların parıltısı… Hatta, geçmişin karanlığında kalacağı yerde tafyaların gözlerinde soluk alıp veren bu çelik mavisi parıltılar kimi zaman öyle keskin oluyordu, öyle acımasız görünüyor ve öyle şiddetli yanıp sönüyordu ki, eminim, ister istemez tayfaların baktığı her yer biraz yaralanıyordu. Kıpırtılar, sesler ve yelkenli gemiler gibi gözüken şimdiki zamanın yüzünde küçük küçük, yara izine benzeyen pencereler açılıyordu yani ve anımsamak istemeyen bir geçmiş, bu pencerelerin gerisinde, alaycı bir sesle küstahça uğuldamaya başlıyordu."
"Ne diyordum?" "Tanrı'nın evreni yaratmaya çalışırken havaya uçtuğunu söylüyordun." "Evet. Evren bir deneydi. Tanrı'nın bir deneyi. Ancak her şey yolunda gitmedi. Tanrı patladı ve parçaları her yere yayıldı. Buna Big Bang adı verildi. Bizim yapmamız gereken, her şeyi birleştirmek. Her şeyi ve kendimizi bir araya getirmek. O zaman Tanrı yeniden tek parça olacak. Şimdiki zayıflığımız bundan kaynaklanıyor. İyiliğin ne olduğunu biliyoruz ama iyi olamıyoruz. Çünkü içimizde Tanrı'nın sadece küçük bir parçasını taşıyoruz. İyilik ve kötülük çelişkisi buradan geliyor. Gücümüzün asla yetemeyeceği hayallerimiz var: erdem, yüksek değerler, sonsuz kardeşlik, insanlık barışı gibi. Ama birleşmediğimiz sürece ne yazık ki hiçbiri gerçekleşmeyecek."
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Şimdiki anda düşünemezsin. Düşünmeye başladığın anda o artık geçmiş olur. Güneşin doğuşunu izliyorsun; gördüğünde diyorsun ki: "Ne güzel bir gündoğumu." Geçmiş oldu bile. Güneş doğarken "Ne güzel!" bile diyecek yeterli boşluk yoktur çünkü sen bu sözleri -Ne güzel!- söylerken yaşantı geçmiş oldu bile;zihin şimdiden onu hafızasından tanır. Ama tam olarak ne zaman güneş doğuyor, tam olarak hangi zaman güneş doğmakta, nasıl düşünebilirsin? Ne düşünebilirsiniz? Doğan güneş ile birlikte olabilirsiniz ama düşünemezsin. Senin için yeterli yer vardır ama düşüncelerin için yoktur.
Bu oldukça zor bir soru, korkarım benden çözmemi istediğin sorular biraz fazlalaşıyor. Geçmiş ve şimdiki zaman benim araştırma alanıma giriyor,fakat bir adamın gelecekte ne yapabileceği gerçekten zor bir soru.
Sayfa 414Kitabı okudu
Mace biran evvel buradan uzaklaşmak yönünde hissettiği ani panikle Ducati'sinin gidonunu sıktı. Belki de annesi haklıydı. Belki bir daha hiçbir zaman Polis olamayacaktı. Belki de şimdiki hali olabileceğinin en iyisiydi.
Verdiği sözü tutmuyor hayat, tutsa bile, özlediğimiz şeyin özlenilmeye değer olmaktan ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu. Kimi zaman umut, kimi zaman da umulan şey aldatıyor bizi. Bir eliyle verdiğini öteki eliyle alıyor. Uzaklığın büyüsü, cennetler gösteriyor bize. Ama büyülenir büyülenmez, bu cennetlerin uçup gittiğini görüyoruz. Demek ki, mutluluk ya gelecekte yada geçmişteİ şimdiki an, güneşli ovanın üzerinde dolaşan bir küçük buluta benziyor. önü arkası pırıl pırıl bu bulutun, ovaya yalnız onun gölgesi düşüyor.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.