Siyasi Söylemler Tanıdık Geldi mi?
Selanikli dönmeler Anadolu halkını zehirleyip kandırabilirlerse, buna onların temiz yürekliliğinden ve cehaletinden istifa ederek muvaffak olabilirler. Onlara, Hristiyanların din ve ırz düşmanı olduğuna dair telkinlerde bulundular. Balkan muharebesi sırasında ne fayda ki meydana gelmiş bazı vukuatları bire bin katarak büyüttüler. Güya Hıristiyanların camileri ahır yaptıkları, mihraplara eşek bağladıkları, Müslüman kadınların peçelerini açıp onları çıplak bıraktıkları gibi insanın söylemekten daha nice yalanlar vasıtasıyla Hıristiyanlığa karşı geri dönüşü olmayan bir kin, nefret ve düşmanlık yaratmaya çalışıyorlardı. Selanikli dönmeler Anadolu Türklerini zehirleyip kandırmış olmasalardı, kimsenin karşı çıkmayacağından emin olarak hiç çekinmeden iddia ediyorum ki, Anadolu Türkleri hiçbir zaman böyle gaddarca bir katliama ortak olmazlardı.
Ne olursa olsun, eğer hayatta bir saadet varsa o da ancak ümittir. Ümitsiz ömür cehennem azabından daha dehşetlidir. Velhasıl şu sefil beşeriyetin en büyük dayanağı aldatıcı bir ümittir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Ey, aziz vatan! Sen bizim için her zaman mukaddessin. Bizi senden soğutmak isteyenlere, bizi senden ayıranlara binlerce lanet olsun!!
Sayfa 234Kitabı okudu
Hakikaten Anadolu’nun ekseriyetini teşkil eden Türkler temiz kalpli, misafirperver, alicenap insanlardır. Fakat teessüfe şayandır ki, bu meziyetleri ile beraber, amiyane tabirle “kör cahil”dirler ve din konusunda fevkalede mutaassıptırlar, ki bu da cehaletlerinin tabi bir neticesidir. Onları kışkırtmak, kandırmak; istediğin gibi galeyana getirip harbe göndermek, hele ki işe bir de din meselesi karıştırılırsa, pek kolaydır
Varsın bütün cihan tersini iddia edip dursun. Haddim olmayarak, insanoğlunun hangi işte olursa olsun, sırf kendisini düşündüğü hususunda bütün mevcudiyetimle ısrar edeceğim. Bu, yalanlaması mümkün olmayan bir hakikattir ve biz menfilik hayatımızda pek çok kere buna şahit olduk.
Ah, ümit! Her devrin en büyük kelimesi, her felaketin biricik tesellisi, beşeriyetin hayat maddesi, insanı şevk ve gayrete getiren kırbaç… Eğer kutsal kitapları insanlara bunu telkin ve tavsiye etmemiş yahut şu alçak dünyada her türlü musibet ve çeşit çeşit felakete maruz kalan beşeriyet bununla teselli bulmayı öğrenmemiş olsa, dünya bugün nasıl da sefaletin en alt basamağında bulunurdu.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Ah, insanlar, insanlar! Ne garip, daha doğrusu ne adi bir yaradılışla doğmuşlardır.