''İnsanın birini sevebilmesi için onu kendi kafasında biraz büyütmesi gerekir.''
Görülüyor ki kişi bir aşkınlık, bir yücelmedir. Bu yüzden bir cennet tasarlamak güç gelir ona. Cennet durgunluk demektir çünkü; yücelmenin ortadan kalkması, varlığın aşmayı bırakması durukluğa ulaşması demektir. Ne aşmak var artık ne de aşılmak. Neyleyelim böylesi yeri! Ne yapacağız orada? Yaşamak için hiç değilse havanın solunabilir olması, eylemlere ve dileklere yer vermesi gerek oranın, aşılabilir olması gerek. Kısacası; bir cennet olmaması gerek. Adanmış toprağın güzelliği yeni istek ve sunulara yol açmasındandır. Durgun cennetler sevinç yerine sonu gelmez bir sıkıntı verir bize: Bunaltı.
Sayfa 30
Reklam
Bir yaşam binlerce yaşam sinekçiklerinin tek bir uçuşundan daha ağır çekmez.
"Kentsoylu toplumda kadına düşen başlıca rollerden biri, temsil etmek'tir: güzelliği, çekiciliği, zekası, inceliği, tıpkı arabasının dış görünüşü gibi, kocasının servetinin dış belirtileridir."
Sayfa 199 - payel yayınları
"Kadın aracılığıyla, der Kİerkegaard yazılarından birinde, düşünsellik yaşama girer, kadın olmasa erkeğin hali nice olurdu bilmem? Pek çok erkek, bir genç kızın yardımıyla üstün yetenekli olmuştur... ama evlendiği kız sayesinde üstün yetenekli olanına rastlanmamıştır bugüne dek..."
Sayfa 213 - Payel yayınları
“-Onu sevmediğinizden emin misiniz? -Sevgi değil bu. -Ama belki de siz başka türlü sevemiyorsunuz. -Belki ama bu bir şeyi değiştirmez. Onun sevgi dediği bu değil.”
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.