Oysa kadının durumu özel bir biçimde şöyle belirlenir: Her insan varlığı gibi özerk bir özgürlük olan kadın, erkeklerin ona Başka olmayı dayattığı bir dünyada kendini bulur ve seçer; onun aşkınlığı, özsel ve egemen olan başka bir aşkınlık tarafından sürekli olarak aşılacağından, bir nesne gibi donup kalması ve içkinliğe yazgılı olması beklenir.
Kadınlık durumu, ikinci cinsiyet olma durumudur. Bu durumda sadece bilen özneler olarak değil, bedenimizle bulunuruz. Muğlak bir durumdur bu, bedenimizi yaşama biçimimizi etkileyen bir cinsel ezilme tarihinin tortusuyla dolu olduğu halde özgürleşme umudunu da içinde barındırır. Öyleyse bir yandan bu durumun nasıl meydana geldiğini açıklamamız gerekir bir yandan da ondan kurtulma imkanını bize veren şeyin ne olduğunu ve bu imkanını nasıl kullanabileceğimizi tartışmamız gerekir.
Reklam
Sartre özgürlüğe ontolojik bir anlam verir; özgürlük bilinçten ayrılmaz. İçinde bulunduğu durumu ve dünyayı olumsuzlama imkanına sahiptir bilinç. Bu olumsuzlama, hem bilinçte hem de eylem yoluyla dünyayı değiştirme imkanını beraberinde getirir. Dahası, bilincin ona zaten verilmiş herhangi belirleyici bir içeriği, bir programı yoktur; Sartre bu yüzden kendisi-için-olmayı "hiçlik" olarak düşünür. Bizi tüm yaptıklarımızdan sorumlu kılan özgürlük, taşınması zor bir endişeyi de beraberinde getirir. İnsan, özgürlüğünden kaçmaya meylettiği halde, özgürlüğe mahkum bir varlıktır.
Ona, kadın olma deneyiminin anlamı üzerine düşünmenin önemli olduğu ilhamını varoluşçu felsefe verir.
Birçok erkek neredeyse iyi niyetle, kadınlarla erkeklerin eşit olduğunu ve kadınların bir şey talep etmesine gerek olmadığını ileri sürerken, aynı zamanda da kadınların hiçbir zaman erkek­lerin eşiti olamayacağını ve taleplerinin boşuna olduğunu iddia eder. Çünkü er­kek için, dışarıdan bakıldığında önemsiz gibi görünen toplumsal ayrımların ne kadar büyük bir önem taşıdığını görmek zordur; bu ayrımların ahlaki ve zihin­sel uzantıları kadınların o kadar derinlerine işlemiştir ki kökensel bir doğadan kaynaklanıyormuş gibi görünebilirler. Kadınla en çok duygudaşlık içinde olan erkek bile onun içinde bulunduğu somut durumu hiçbir zaman tam olarak bil­mez.
Ekonomik riskin yanı sıra, kadın kimseden yardım almaksızın kendi ereklerini yaratma zorunluluğunu getiren özgürlüğün metafizik riskinden de sıyrılır böylece. Gerçekten de her bireyin, etik bir iddia olan kendini özne olarak olumlama iddiasının yanında bir de özgürlüğünden kaçma ve kendini bir şey olarak oluşturma eğilimi vardır. Bu zararlı bir yoldur, çünkü edilgen, yabancılaşmış, yitik birey, yabancı iradelerin kurbanı olur; aş­kınlığından koparılmıştır, her çeşit değerden yoksundur. Ama kolay bir yoldur bu.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.