Ne proleterlerin isyanları ne zihnin sarmal hareketi; benim için özgürlük Simone de Beauvoir'la vücut buldu: Özgürlük kadınlardan geçmeliydi ve yazılabilmeliydi.
Sayfa 71 - Sel YayınlarıKitabı okudu
"Gerçekliğin yalnızca bir fire olduğu derinliklerde yolculuk eder."
beauvoir'da roman varoluşsal bir olumlama akdidir; bu akit aracılığıyla mahremiyetin dayanılmazlığı politik bir hedefe dönüşür.
Sayfa 36 - selKitabı okudu
Alice Schwarzer - Size beylik bir soru sormak istiyorum; bana, ilişkinizin pratik yönü açısından önemli geliyor. Çiftler arasında para çoğu kez önemli bir rol oynar; maddi sorunlar çok önemlidir. Para hiç aranızda mesele oldu mu?
Jean Paul Sarte - Bizim aramızda olmadı. Tabii, yaşamak gerek; bu nedenle para tek tek her birimiz için de, ikimiz için de önemli olmuştur. Fakat hiçbir zaman aramızda sorun olmamıştır, ilişkimizi etkilememiştir. Ya her ikimizin de parası vardı, ya da parası olan paylaşırdı. Duruma göre ya paylaşırdık, ya ayrı yaşardık.
Simone de Beauvoir - Gençliğimizde, Sartre'a anneannesinden küçük bir miras kalmıştı, parasıyla beraber gezilere gitmemiz konusunda hiç tereddütlerim olmadı. Aramızda hiçbir vakit katı kurallar olmadı. Bir dönem tamamen Sartre'in parasıyla yaşadım çünkü yazmak istiyordum. İkinci Cins idi sanırım. Eğer bir işe girmiş olsaydım, yazamazdım. O sırada onun bol parası vardı. Rahatsız olmadım. Birkaç yıl önce, bir ara, onun durumu pek iyi değildi, ben yardımcı oldum. Yani, ortada bir sorun yok, birinin parası öbürünün de oluyor ama gelirlerimiz ayrı ve hesap vermek zorunda değiliz. Ben paramı dilediğim gibi kullanırım, o da kendi parasıyla istediğini yapar. Ama, bir anlamda, ortak para.
Kadın Çevresi Yayınları - II. Bizim de eleştirilecek yanlarımız var - Roma, 1973
Bununla birlikte, sonsuz büyüğün ve sonsuz küçüğün keşfi sürüp gitse, teknolojik yenilikler savaşlara dünyayı dönüştürmeyi ve insanlığın kaderini değiştirmeyi sürdürse bile, bilim ve teknik, zihniyetleri ve gelenekleri altüst etmekte zorlanıyor.
Sayfa 8Kitabı okudu
feminizmin en namlı esin kaynağı olan simone de beauvoir'ın, kadındaki "özne"yi ya da kadının içinde "tanımlanamaz bir kendini aşma ihtiyacı hisseden" "birey"i küçümsemekten uzak olduğunu belirtmek gerekiyor. varoluşçu ahlaktan doğan bu perspektife sadık kalan ve marksizme de kendince sahip çıkan filozof, kadını, başlı başına öteki olarak kendini oluşturma hakkı ya da imkanı olmaksızın erkeğin ötekisi olmaya zorlayan en alt seviyedeki kadın statüsünden kurtarmak için çabaladı.
Sayfa 16 - selKitabı okudu